Dile kolay tam 55 yıldır siyasetin içinde.

İlk olarak 1973’te yapılan genel seçimlerde milletvekili oldu.

10 kez milletvekili aday adaylığı başvurusu yaptı, 9 dönem milletvekili seçildi.

Partide en uzun genel başkanlık görevini yürüttü.

Başbakan yardımcılığı ve bakanlık yaptı.

Hepinizin tahmin ettiği gibi CHP’li Deniz Baykal’dan söz ediyorum.

Antalya’nın TBMM’de en uzun soluklu ismi olan Baykal ile ilk yakın temasım bundan iki ay kadar önce olmuştu.

İlk buluşmamız bende olumlu bir hava bırakmıştı.

Kendisine karşı önyargılarım olduğunu ve iyi tanımadığımı o gün anlamıştım.

Yaklaşık 3,5 saat süren görüşmemizde biz gazetecilerin her sorusuna net cevaplar vermişti.

Hatta bugüne kadar yanlış bilinen birçok konuya o gün açıklık getirdi.

O görüşmemizden sonra kendisiyle ilgili şöyle demiştim: “Türkiye siyasi tarihinde Deniz Baykal gerçeğini kimse inkar edemez. Siyasi birikimi, tecrübesi, devlet adamlığı kimliği tartışılmaz.”

Bugün de aynı görüşteyim. Hiç şüphesiz Türkiye’nin yetiştirdiği en güçlü siyasi kimlik. Bir kesim tarafından eleştirilse de O halen başvurulması gereken ve deneyimlerinden yararlanılan bir isim. Tıpkı genel seçimlerden hemen sonra olduğu gibi. 7 Haziran’da seçmen tek başına kimseye hükümeti kurma yetkisi vermedi. Dolayısıyla ya koalisyon olacak ya da erken seçim. Bu süre zarfında Türkiye’deki istikrarın bozulmaması için yetkili ve etkili isimlerin harekete geçmesi gerekirdi. O isimlerin başında da kuşkusuz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geliyor. Erdoğan da bu bilinçle hareket etti ve siyasi birikimine güvendiği Deniz Baykal ile görüşmek istedi. Baykal da Cumhurbaşkanı’ndan gelen davete ‘Evet’ dedi ve görüşme yapıldı. Bu görüşmeden sonra her kafadan bir ses çıktı. Kimileri CHP’yi bitirme operasyonu olarak bile gördü. Ancak tüm kaygıların yersiz olduğunu düşünüyorum. Yukarıda da ifade ettiğim gibi istikrarın bozulmaması için atılan bir adımdı. Bu adımı atan Cumhurbaşkanı Erdoğan da fikrine başvurulan Baykal da Türkiye’nin çıkarı için bir araya gelmiştir. Ve bence de son derece önemli bir görüşme yapılmıştır. Hatta bu görüşmelerin devam etmesi gerektiğini düşünüyorum.

Özetle, kimse Baykal’a Cumhurbaşkanı ile görüştü diye ‘Hain’ dememeli. ‘CHP’yi bitirme operasyonu’ hiç dememeli. Tamamen Türkiye’nin geleceği düşünülerek atılan bir adım olarak değerlendirilmeli diye düşünüyorum.