Ruh Susar, Beden Konuşur: Maskeli Depresyonun Belirtileri Maskeli depresyon (ya da diğer adıyla atipik depresyon), kişinin yaşadığı depresif durumun açıkça farkında olmadığı, mutsuzluk, umutsuzluk, isteksizlik, ölüm düşünceleri gibi duygusal belirtilerin gizlendiği veya bastırıldığı, buna karşın bedenin “yardım çağrısı” yaptığı bir depresyon biçimidir. Maskeli depresyonu olan bireyler sıklıkla organik bir nedene bağlanamayan bedensel yakınmalar yaşar; ancak bu belirtilerin ruhsal kökenli olabileceğini fark etmezler.

Maskeli depresyonun ilk belirtileri genellikle psikiyatrik değil, somatik (bedensel) ya da davranışsal düzeyde ortaya çıkar. Belirtiler arasında sürekli yorgunluk ve bitkinlik, baş ağrısı, mide bağırsak sorunları (şişkinlik, kabızlık, mide yanması vb.), kas ağrıları, sırt ve bel ağrıları, uyku bozuklukları (uykusuzluk ya da aşırı uyuma), cinsel isteksizlik, iştah değişiklikleri (iştahsızlık yada kontrolsüz yeme atakları), alkol ya da madde kullanımında artış, aşırı sinirlilik, tahammülsüzlük, huzursuzluk, günlük işlevsellikte azalma (iş, okul ya da sosyal yaşantıda bozulmalar) sayılabilir.

Maskeli depresyondan muzdarip kişiler sıklıkla dahiliye, nöroloji, kardiyoloji, fizik tedavi gibi çeşitli branşlara başvurur; yapılan tetkiklerde ise anlamlı bir fiziksel hastalık saptanamaz. Maskeli depresyon orta yaşlı kadınlarda, duygularını bastıran ve stresi bedenselleştirme eğilimi yüksek olan kişilerde daha sıklıkla görülmektedir.

Maskeli depresyon, majör depresyon kadar belirgin duygudurum belirtileri göstermediği için kolaylıkla gözden kaçabilir. Kapsamlı değerlendirme ve disiplinler arası işbirliği ile tanı konur ve etkili şekilde tedavi edilebilir. Tanı sürecinde detaylı bir psikiyatrik değerlendirme gerekmektedir. Psikiyatri hekimi tarafından kişinin geçmiş tıbbi öyküsü, güncel stres faktörleri, travmatik yaşam olayları ve kişilik özellikleri değerlendirilerek örtük depresif belirtiler araştırılır. Bu nedenle tanı koymada klinik gözlem ve uzman deneyimi en belirleyici unsurdur. Maskeli depresyon tedavi edilmediğinde uzun yıllar sürebilen ve kişinin yaşam kalitesini önemli ölçüde azaltan bir psikiyatrik tablodur. Gereksiz tıbbi tetkiklere, yanlış tedavilere ve sağlık hizmetlerinin gereksiz kullanımına yol açabilir. Ayrıca tedavi edilmeyen depresyonun ciddi işlev kayıplarına ve intihar riskine kadar ilerleyebileceği unutulmamalıdır.

Sonuç olarak; sürekli yorgunsanız, tıbbi olarak açıklanamayan kronik ağrılar yaşıyorsanız, fiziksel semptomlarınızın nedeni bulunamıyorsa ya da kendinizi uzun süredir iyi hissetmiyorsanız bu durumun yalnızca bedensel değil, ruhsal bir yardım ihtiyacının da göstergesi olabileceğini anımsamanızda fayda var. Sağlığın önemli bir bileşeni olan ”ruhsal sağlığı” ihmal etmemek için uzman desteğine olabildiğince erken dönemde başvurmanın önemini hatırlatarak sağlıklı ve mutlu günler dilerim.

Uz.Dr.Ayşe GÜNAY ARIKAN

Psikiyatrist- Psikoterapist