Çocuklarımızın ve gençlerimizin emanet edildikleri iki önemli bakanlığımızın sporun alt yapısına yanlış baktırıldıklarını görüyorum.

Okullardaki spor salonlarından çocuklarımızın faydalanması tamamen göstermelik.

Devlet okullarının spor salonu olanlar tamamen ticarethane olarak kullanılıyor, okul müdürleri tarafından ya da onların onayıyla okul aile birlikleri tarafından okul saatleri bitimiyle beraber gecenin geçlerine kadar ücret ödeyen herkese, her gruba kiralanıyor. Okulun öğrencileri ve o semtteki çocuk ve gençler okulun spor salonuna sokulmuyor.

Okulun spor salonunu para vererek gasp etmelerinin yanı sıra orada içtikleri içki şişelerini, içki kutularını ve sigara izmaritlerini okul bahçesine döküp gitmekteler ve sabah okullarına gelen öğrenciler bu manzarayla karşılaşıyor.

Bu durumdan ne okul müdürleri rahatsız ne de illerin milli eğitim müdürleri. Bu konuda en ufak bir araştırma ve bu yanlıştan dönme olmadı.

Valiler ise bu durumdan habersiz ya da lehte bilgilendiriliyor ve olan okullarının spor salonlarına giremeyen çocuklarımıza ve gençlerimize oluyor.

Gençlik ve spor il müdürlüklerinde ise gençlik ve spor il müdürlüklerinin devlet kadrolu antrenörleri gençlik ve spor kulüplerini ve kendisinin görev yapması için gönderildikleri okullardan ve okulların velilerinden yasak olmasına rağmen ücret alarak kendilerine rant sağlayarak bulunduğu görevi kendisine artı kazanç kapısı yapmaktadırlar.

Sayın Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer'in ve Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu'nun bütün bunlardan haberleri olduğunu sanmıyorum. Hatta valilerimizin, il müdürlerimizin de haberleri olduğunu sanmıyorum.

Burada kendi menfaatlerini düşünen okul müdürleri ve kendisine rant sağlayan gençlik ve spor il müdürlüklerine bağlı devlet memuru kadrolu antrenörlerinin devletin imkânlarını menfaatleri çerçevesinde kullanmaları asıl özne.

Çocuklarımızın ve gençlerimizin ücretsiz bir şekilde spor yapmaları onları daha çok spora çekecek kötü alışkanlıklardan alıkoyacaktır.

Gönlünüz dostluk ve spor dolsun.