Yazıya sondan başlayayım..
Özel İdare eski binası bir an önce yıkılmalı..
Çünkü..
Yıkılması için fiziki, maddi ve psikolojik “geçerli” nedenler var..
…
Özel İdare eski binası..
Uzun zamandır, “yıkılsın-yıkılmasın” şeklinde tam bir “kayıkçı” kavgasına dönüştü..
Siyasete bile alet edildi..
Her kafadan bir ses çıktı..
Uzmanlar inceledi, “yıkım kararı” verdi..
Uzmanlar inceledi, “yıkılmasın” kararı verdi..
Yıllar sonra..
Bir “uzman” grup daha çıktı, “inceledi” ve bir rapor hazırladı..
Vali Ahmet Altıparmak’a “yıkmayalım, güçlendirelim” dendi..
Vali de elindeki bu “geniş kapsamlı rapor”a göre, “yıkmayalım, ekonomiye kazandıralım” şeklinde bir görüş bildirdi..
Ve..
Son kararı verecek olan İl Genel Meclisi’ne topu attı..
…
Özetle..
Özel İdare eski binası, büyük bir ihtimalle yıkılmayacak..
Güçlendirilerek yeniden insanların kullanımına açılacak..
…
İşte bu noktada sayın Vali’me söyleyecek birkaç lafım var..
Yazımın başında “yıkılmalı” derken, herhalde bunu bir “uzman” olarak söylemedim..
Ama..
“Niye yıkılmalı”yı anlatmam gerekiyor..
…
BİR..
Antalya’nın eski belediye başkanlarından Selahattin Tonguç..
Yaptığımız bir röportajda..
Sarısu’dan Sera Otel’e kadar..
Bütün sahili ve falezleri bir “Japon teknik uzman heyet”e incelettirdiğini anlatmıştı..
Ve..
Japon heyet 70’li yılların sonlarında şöyle söylemiş:
“Falezler üzerine hiçbir yapı yapılmamalı..
Denize en yakın yapı en az 250-300 metre uzakta olmalı..
Çünkü, bu falezler hareket ediyor..”
Bu sözlerin nedenini sonraki yıllarda hep birlikte gördük, anlıyoruz..
Falezlerin yer yer göçtüğünü, birçok binanın kolonlarının patladığını hep birlikte izledik..
Kolonları patlayan yapılardan biri de Özel İdare eski binasıydı..
Diyorum ki..
Yıldız Teknik Üniversitesi uzmanları “bugün için” binada bir tehlike görmeyebilirler..
Ama..
Hareket eden falezlerin üzerindeki bu yapıda..
Birkaç ay veya yıl sonra, içinde insanlar da varken bir kolon patlaması veya benzer bir olay olursa..
(Ki olma ihtimali yüksek)
Veya..
O binada çalışacak insanlar “bina yıkılacak korkusu” ile yaşarsa..
Canlar yanarsa..
Neler olabilir, bir düşünün..
…
İKİ..
Sayın Vali’min, “yıkılmaması” için görüş bildirdiği bu bina “kaçak” bir yapı..
Emsal teşkil ediyor..
İnsanlar bunu, benzer işleri için “mazeret” olarak gösteriyor..
Yıkılması için “kaçak” olması bile yeterliyken..
“Güçlendirilip ekonomiye kazandırılması”nı açıkçası ben pek mantıklı bulmuyorum..
…
ÜÇ..
O binanın yıkıldığını bir hayal edin..
Hemen yanında “kadın yarı” var..
Denize kadar iniyor..
O alan kadın yarıyla ve Yavuz Özcan Parkı’yla, hatta hemen ön taraftaki bina yıkılarak açılacak alanla birleştirilip, “enfes bir rekreasyon alanı” olarak düzenlense..
Bir kültür-sanat merkezi ile çeşitlendirilse..
Antalya gibi bir turizm kenti için..
“Beton bir blok”tan daha faydalı, daha ekonomik ve güzel olmaz mı?
…
Vali’ye de Meclis’e de..
Bunlarla birlikte daha birçok neden sayabilirim..
Özetle diyorum ki..
Sayın Vali’m, gelin bu “yıkım” fırsatını kaçırmayalım..
Özel İdare eski binasını yıkıp yerine bir “cazibe alanı” kazandıralım..
Antalya size duacı olsun..