Daha önceki yazılarımdan birinde, sadece başlık okuyarak metinleri eleştirenlerden bahsetmiştim. Hatırlayanlar vardır illaki.

Bir kaç sayıdır başlıklara bakanlar ve içeriğe dair bilgisi olmayanlar yine bir kılıf bulacaklar ama üzgünüm direk konu başlığı atmayı sevmiyorum sevgili okumayanlar. Biraz şiirleştirmeyi sevenlerdenim canım okuyucular.

Bilirsiniz bazen kendimizde bazen yakınlarımızda,  “sensiz olamam”, “onsuz yapamam” görürüz.  Gerçekten de yapamazlar. Hatta bir ilişki bitmeye yakın diğerini bulur, bir arkadaşlığı kaybetme ihtimalinde yeni arkadaş edinir. Tek başına kalmaktan çok korkar. Birinin desteği olmadan adım atamaz. Sormadan karar veremez gibi gibi.

İşte bu, tam da bağımlılık. Şaşırmayın. İnsanlara da bağımlı olunur. Sadece kötü alışkanlıkların bağımlılığı olmaz.  Bakın çevrenize mutlaka bir iki tane tanıyorsunuzdur bu şekilde davranan birilerini.

Ve siz hayatla tek mücadele eden insanlarken birilerinin böyle olmasını, acımasızca eleştirir, zayıf ve aciz görürsünüz.  Değiştirmek istemediğini, üstüne üstlük işine geldiğini ya da insanları kullandığını dile getirirsiniz. Oysa ki bu insanlar bağımlıdır.

Çoğu zaman birini, bırakın bağımlı bulmayı, bağımlı hale bile getiririz. Mesela partnerimizin her sorumluluğunu üstleniyorsak, arkadaşımızın yüklerini tamamen üstümüze alıyorsak, anne babamızı büyüdük diye ebeveyn rolü ile fazlaca koruyorsak işte bağımlı yapmaya başladık demektir.

Birey olmanın, özgür olmanın ilk adımıdır sorumluluk almak. Aldığımız sorumluluklar ile baş etmeye çalışırken, üstesinden geldiğimizde kendimize güvenimiz gelir ve özgürleşiriz.

Kimseye kıyamadığımızdan, acıdığımızdan ya da yüksek vefa duygumuzdan dolayı başkasını bağımlı hale getirme hakkına sahip değiliz. Çocukları hatırlayın; sürekli ayakkabısını bağladığınız çocuk, bağlamayı öğrenebilir mi? Hep biri bağlasın diye bekler. Çünkü bilmiyordur.

Yemeğini hep annesi yedirmiş çocuk ne bilsin doğru çatal tutmayı. Yetişkinlikte de durum aynıdır. Duygusal ya da maddesel ihtiyaçları düzenli olarak karşılanan, kendine yetmek için çaba harcamayacaktır. Bırakın ampulü kocanız taksın, bırakın karınız alışverişe kendi gitsin. Bırakın yemeği bazen kocanız yapsın.

Söylediğimden şu anlaşılmasın “destek olamamak”. Çiftler birbiri için bir şeyler yapabilmeli ancak bu, onu yapamaz hale getirecek kadar olmamalı.