İnsan nüfusunun artmasıyla beraber gelen, yapılan çeşitli faaliyetlerden kaynaklanan atıkların çevreye verdiği zararın artması problemi, atık yönetiminin gün geçtikçe daha önemli bir hale gelmesini sağladı. Atık yönetiminde temel amaç, diğer birçok sistemde olduğu gibi verimliliğin ve kaynakların etkin kullanımının artırılması ve çevre ve toplum sağlığının korunması.
Nüfusun ve kentleşmenin hızla büyümesinden dolayı atık miktarları da gün geçtikçe artıyor. Benzer şekilde Türkiye’nin nüfusu ve atık miktarı da sürekli artış gösteriyor. TÜİK verilerine göre 2023 yılında 86,9 milyon, 2040 yılında 100 milyonu geçmesi beklenen Türkiye nüfusu için 4 yıl önce belirlenen günlük kişi başı atık miktarı 1,17 kg.
Ülkemizde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü ‘Sıfır Atık’ Projesi’ni hayata geçirdi. Proje her geçen gün yaygınlaşarak büyüyor.
“Sıfır Atık” israfın önlenmesini, kaynakların daha verimli kullanılmasını, atık oluşum sebeplerinin gözden geçirilerek atık oluşumunun engellenmesi veya minimize edilmesi, atığın oluşması durumunda ise kaynağında ayrı toplanması ve geri kazanımının sağlanmasını kapsayan atık yönetim felsefesi olarak tanımlanan bir hedef.
Antalya’da da başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere, ilçe belediyeleri olmak üzere birçok kamu kurum ve kuruluş bu projeye dahil oldu. Artık atıklar yerinde ayrıştırılıyor.
Konyaaltı Belediyesi bu konuyla ilgili bir açıklama yaptı. Atık Yönetimi ve Sıfır Atık Projesi kapsamında 2019 yılı içinde toplanan atık miktarını açıkladı. Yıl içinde 12 bin 991 kilogram ambalaj, 39 bin 221 kilogram yağ, bin 205 kilogram pil, 2 bin 773 kilogram elektronik ve 6 bin 980 kilogram plastik atık toplamış. Antalya’nın sadece bir ilçesinde binlerce kilogram atık toplanmış, siz düşünün tüm ilçelerde yıllık toplanan atık miktarını. Hiç kuşku yok ki Antalya temiz kalıyorsa bunu biraz da belediyelere borçluyuz.
Atıkların geri dönüşüm ve geri kazanım süreci içinde değerlendirilmeden bertarafı hem maddesel hem de enerji olarak ciddi kaynak kayıplarının yaşanmasına neden oluyor.  Dünya üzerindeki nüfus ve yaşam standartları artarken tüketimde de kaçınılmaz şekilde bir artış yaşanmakta ve bu durum doğal kaynaklarımız üzerindeki baskıyı artırarak dünyanın dengesini bozmakta, sınırlı kaynaklarımız artan ihtiyaçlara yetişememektedir.
Bu durum göz önüne alındığında, doğal kaynakların verimli kullanılmasının önemi daha da ortaya çıkmaktadır. Bu nedenledir ki son yıllarda tüm dünyada sıfır atık uygulama çalışmaları yaygınlaşmaktadır. ‘Atıklar nasıl olsa birileri tarafından toplanıyor’ düşüncesini de terk etmeliyiz diyorum.