Genel seçimden bu yana 4 yıl, yerel seçimden bu yana da 2 yıl geçti..
Ve..
3.5 ay sonra “yeni bir genel seçim” var..
“Seçtikleri vekiller ile belediye başkanlarını tanıyan çıkacak mı” diye merak ettim..
Ve kendi çapımda minik bir araştırma yaptım..
Sonuç, tam bir felaket..
Siyasetle ilgisi olsun-olmasın, hiçbir Antalyalı 4’ten 5’ten fazla isim sayamadı..
Bir tek isim bile söyleyemeyenlerin sayısı da oldukça yüksekti..
Yani..
Antalyalılar kendi kaderleri ile oynayan kişileri bilmiyor, tanımıyor..
Bu “umursamazlıkları” da beni çok şaşırtıyor..

Hepimiz..
Ev kadını, öğrenci, esnaf, işadamı, işçi, memur..
Hep bir şeylerden şikayet ediyor ve sorunların giderilmesini istiyoruz..
İstiyoruz da, bunu kimden istediğimizi biliyor muyuz?
Bırakın onu..
Hangi konuyu ve kimi, nereye ve kime şikayet edeceğimizi bile bilmiyoruz..
Sadece şikayet ediyor, söyleniyoruz..
Mazeretimiz de hazır:
“Biz seçim değil, geçim derdindeyiz..”

Baylar ve bayanlar..
Bunun adı, “kolaycılığa kaçmak”tır..
Bunun adı, “kaderine razı olmak”tır..
Bunun adı, “bilinçsizleşmek”tir..
Böyle olunca, kimsenin ne kızma, ne eleştirme, ne de çözüm isteme hakkı olmaz, olamaz..
Önce öğreneceksin, bileceksin..
Sonra seçimini iyi yapacaksın..
İşler iyi gitmediği zaman da kimin yakasına yapışacağını bileceksin..
Yoksa?
Birileri canlarının istediği gibi bu ülkede at koşturur..
Siz de hiçbir şey yapamadan ağlar-sızlar ve sadece seyredersiniz..

Yazık değil mi sizlere..
Bütün bu insanların maaşlarını da, harcırahlarını da siz veriyorsunuz..
Parasını verip hizmet istediğiniz kişileri bilmemek kadar büyük bir “gaflet” olabilir mi?
Hizmetlerini gerektiği yapıp-yapmadıklarını öğrenmemek gibi bir lükse nasıl razı olabilirsiniz?
Hem “geçim” derdinde olup da, hem “cebinizdeki parayı sömürenleri” nasıl olur da merak edip öğrenmezsiniz?

Hiçkimseye, “siyasetle mutlaka ilgilen, bununla uğraş” demiyorum..
Ama..
Kişi kendisini yönetenleri ve görevlerini yapıp-yapmadığını bilecek..
Eksik veya yanlış işler yaptığında da, buna karşı çıkmayı bilecek..
Yani “bilinçli” olacak..
İşte o zaman, “ben niye geçinemiyorum anlat bakalım” diyebilecek..
“Sen benim kentimi neden yaşanabilir bir hale getirmiyorsun” diye hesap sorabilecek..

Sen bunların hiçbirini yapma..
Sonra da hem şikayet et, hem de “siyasetçiye güvenim yok” diye suçla..
Olmaz öyle şey..