Ülkemizde medya ve siyaset arasında var olan karşılıklı ilişkiler ağı en çok tartışılan konulardan birisi olmuştur. Gelişen teknoloji ile birlikte medyanın toplumsal yaşamı etkilemedeki gücünün artması, siyaset ve medya arasındaki ilişkiler ağının da karmaşık bir yapıya bürünmesine neden olmuştur. Bunu Facebook ve Twitter gibi sosyal paylaşım sitelerinden görebilirsiniz.

Özellikle toplumsal destek arayışında olan siyasal örgütlenmeler ve gruplar, medya üzerinden kendi değer yargılarını ve fikirlerini topluma aktarmak için medyanın olanaklarını kullanmışlardır. Yüzlerce hatta binlerce örneği vardır.

Bu süreç medya ve siyaset ilişkisinde, medya içeriğinin siyasallaşmasına neden olurken, medya örgütlenmeleri de siyasal pozisyonlar alarak, belirli siyasal kimliklere bürünmüştür.

Özellikle haber medyası, siyasal aktörler ve medyanın politize edilmesi sonrasında yapısal dönüşümler olmuştur. Bu dönüşümler medya ve siyaset ilişkisine yeni boyutlar kazandırmıştır.

Bugünlerde de haliyle yorumlardaki artışı gözlemleyebiliyoruz. Siyasi partilerdeki yerel seçim çalışmaları, belediye meclis üyeliği ve belediye başkan adaylarının seçimi kazanacakları veya kaybedecekleri üzerine düşüncelerini aktarıyorlar.

‘Gerçekten öyle mi’ diye sorsanız, ‘Evet kesin teyit ettirdim doğru’ yanıtını verebiliyorlar. Birisi biliyor ama kim! Bildiğini bilen inanıyor mu muamma.

Siyaset ve medyayı takip eden seçmenin kafasında soru işaretlerine olabiliyor. Bu durum en fazla da ‘kararsızları’ etkiliyor. Antalya’da kararsız seçmen sayısının hiç de azımsanmayacak bir sayıda olduğunu düşünüyorum. Bunların içesinde 18 yaşında olan gençler de vardır.

Babanın, annenin ve çocukların siyasi düşünceleri farklı aileler de vardır. Düşünceleri şu; ‘Geçen sefer verdim, bir şey değişmedi’ bunu söyleyen baba veya anne, oyunu verdiği aday seçimi kazanmış veya kaybetmiş memnuniyetsizlik söz konusu. Bu seçimlerde ilk kez oy verecek anne ve babadan farklı kararsız genç seçmen nasıl düşünüyor olabilir. Çoğunluğu ebeveyn yönlendirmesi ile oy veriyor. Aralarında pek azı aileye uymuyor. Bugünlerde dolaşan bir reklam var ne diyordu ‘Yani siz bu konuyu bir düşünün isterseniz.’