Spor, çağlardır insanoğlunun iç içe olduğu bir yaşam biçimidir.

Olimpiyatlar antik çağda Yunanistan'da yapılırken dereceye giren yarışmacılar zeytin dalından taçlarla ödüllendirildi.

Atalarımız Orta Asya'dan itibaren özellikle okçuluk, güreş gibi branşlarda yarışmalar düzenlerken, milli mücadelede büyük taarruz öncesi Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından işgal devletleri ile bir futbol maçı organize edilmiş ve hem düşman kuvvetleri rehavete sürüklenmiş, hem de maç sonrası sabaha kadar ordu komutanları ile yapılan toplantıda büyük taarruzun son planları yapılmıştır.

Cumhuriyetle birlikte ülkemizde sporun branşları giderek artmış ve bugünkü spor federasyonları oluşmuştur.

Özellikle son yıllarda aileler çocuklarını spora verebilmek için büyük özveri içine girmişlerdir.

Aileler tüm gayretleri ile çocuklarını sporla tanıştırmak ve sporun içinde tutabilmek için fedakarlıklarını üst düzeye çıkarmışlardır.

Spor özellikle gençleri birçok kötü alışkanlıklardan korurken, sağlam karakterli, dürüst insanlar olarak yetişmelerinde önemli pay sahibi olarak onlarda ülke sevgisini de arttırmaktadır.

Sporun bu kadar gündemde olduğu ülkemizde sporun pahalı bir uğraş olmasını ancak yeniden gözden geçirilmesi gereken devlet politikası ile önlenebilecektir.

Gençlik ve spor il ve ilçe  müdürleri tarafından düzenlenen spor okulları daha organize ve daha hedefli bir hale getirilmeli, spor kulüpleri tarafından düzenlenen spor okullarında aileler tarafından ödenen ücretler devlet ve belediyeler tarafından ödenmeli, sporu kendisine ticari yapmış bazı spor kulüplerinin kendilerini kulüp maçlarında temsil eden sporcularından ücret alınması da kulüplerin devlet ve belediyeler tarafından desteklenerek ortadan kaldırılmalı.

Ve mutlaka okullara gerçek anlamda spor yerleştirilmeli, köy okullarına kadar spor yayılmalı.

Okullarda her şey beden eğitimi öğretmeninden beklenmemeli okullar sporda da devletin desteğini tam anlamda hissetmelidir.

Ancak bu şekilde spor ülkemizin en ücra köşesine kadar gerçek anlamda gidebilir.

Gerek her türlü kötü alışkanlıkların gerekse terörün önü ancak sporla kesilip yok edilebilinir.

Branşlarında hedefi ve başarısı olan beden eğitimi öğretmenleri ve antrenörler yabancı ülkelere devamlı olarak devlet tarafından gönderilmelidir.

Spor federasyonları tarafından düzenlenen antrenör seminerleri ücretsiz hale getirilerek daha çok eğitimci kazanılmalı, antrenör kartları ücretsiz vize yapılmalı, özelliklede alt yapıda sporcu lisans vizeleri ücretsiz yapılarak kulüplerin ve ailelerin üzerindeki maddi yük alınmalıdır.

Ve böylece hem daha çok, daha başarılı sporcular yetiştirilecek hem de aileler çocuklarını spora daha rahat şekilde götürecek ve o ödemedikleri ücretlerle çocuklarını daha iyi besleyip daha iyi şartlarda okutabilecektir.

En önemlisi de sporla iç içe olan çocuklarımız kötü alışkanlıklardan ve terör simsarlarının tuzaklarından kurtulmuş olacaktır.

Gönlünüz dostluk ve spor dolsun.