İki yıl önce yine bir haziran ayıydı.
Antalya Gazeteciler Cemiyeti ile Alanya Gazeteciler Cemiyeti birlikte yavru vatan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne deyim yerindeyse çıkarma yaptık.
Antalyalı gazeteciler adına ben, Alanyalı meslektaşlarımız adına ise Cemiyet Başkanı Gaye Coşkun kafileye liderlik ettik.
KKTC Antalya Turizm Temsilcisi Nazmi Pınar’ın da eşlik ettiği kafilede dönemin başbakanı Ersin Tatar başta olmak üzere bir dizi ziyaret gerçekleştirdik.
O tarihte en çok aklımda kalan Başbakan Ersin Tatar’ın bizi konutunda kabul etmesiydi.
Son derece nazik ve mütevazı olan Tatar’ın konuşması beni etkilemişti.
En çok da Türkiye ile ilgili söylemleri hafızamda yer edinmişti.
Sayın Ersin Tatar sonrasında girdiği zorlu bir seçim maratonundan cumhurbaşkanı olarak çıktı.
Antalya’ya yakın ilgisine o tarihte şahit olan biri olarak acaba ne zaman kentimize gelecek diye merak etmedim değil.
Ve nihayet Tatar Antalya’ya geldi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın himayelerinde ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ev sahipliğinde, küresel ve bölgesel meselelerin ele alındığı Antalya Diplomasi Forumu’na (ADF) katılmak üzere kente gelen Tatar, bir dizi ziyaret ve toplantı gerçekleştirdi.
Zaman ve fırsat buldukça da Antalyalı iş insanlarıyla bir araya gelmeyi ihmal etmedi.
Önceki gün iş insanı Murat Çiçek’in ev sahipliğinde Sahil Antalya Yaşam Parkı içerisinde yer alan MyMeating Restoran’da gerçekleşen yemeğe ben de Türkiye Spor Yazarları Derneği Antalya Şube Başkanı olarak katıldım.
Benimle birlikte 20’nin üzerinde saygın iş insanı da yemekte hazır bulundu.
Nasıl bir görüşme olacak diye merak ettik hep birlikte.
Ne gibi mesajlar verecek, Antalya ile ilgili bir söylemi olacak mı, iş insanlarına yatırım çağrısı olacak mı gibi bir dizi sorunun yanıtını merak ediyorduk.
Ve nihayet Tatar yemek için bulunduğumuz mekana geldi.
Daha içeri girer girmez sempatik ve enerjik tavırlarıyla dikkat çekti.
Masaya oturdu, iş insanlarıyla sohbete başlayınca herkes rahatladı.
Zira karşınızdaki bir cumhurbaşkanı.
Dolayısıyla çok resmi bir ortam olacağı düşünülüyordu.
Ancak 2 yıl önce başbakan iken tanıdığım ve mütevazı kişiliğine bizzat tanık olmuş biri olarak sayın Tatar’da bir değişim görmedim. Yine cana yakın, yine rahat ve yine herkesle ilgili. Kimsenin fotoğraf isteğini geri çevirmedi, yemekte bulunan herkese imzalı kitabını hediye etti. Kısacası gönülleri bir kez daha fethetti.
Tabi kafamızdaki soru işaretlerini de giderdi.
Antalyalı iş insanlarına Kıbrıs’ta yatırım yapma çağrısında bulunan Tatar’ın, “Türkiye’den kopmayız” mesajı da hayli anlamlıydı.
Bu mesaj yatırımcılar için hem güven, hem de umut oldu.
Cumhurbaşkanı Tatar’ın bu güvencesi ile birçok iş insanının yönünü güneye çevireceğini düşünüyorum.
Kalın sağlıcakla.