Nasrettin Hoca’nın ünlü fıkrasını hepimiz biliriz. Testiyle su almaya giden oğlunu önce dövmüş sonra su almaya göndermiş. Soranlara da testi kırıldıktan sonra dövmenin bir anlamı yok demiş.
Büyükşehir Belediye Başkanımız Mustafa Akaydın, Antalya’nın toplu ulaşımıyla ilgili son derece önemli bir adım atmak üzeredir. Bu vesileyle Antalya’da yaşayan herkesi uzaktan yakından ilgilendiren bu düzenlemenin nasıl olması gerektiğine dair bir yazı kaleme almanın uygun olacağını düşündüm. Testi kırıldıktan sonra yazmanın bir faydası yok.
Öncelikle bir kavram kargaşasını düzeltmekte fayda var. Antalya’da toplu ulaşımı kullanan vatandaşları “toplu ulaşımı kullananlar” şeklinde değil de “arabası olmayanlar” şeklinde adlandırmak daha doğrudur. Çünkü şehrimizde toplu ulaşım o kadar kötü durumdadır ki ancak arabası olmayanlar mecburen toplu ulaşımı kullanmaktadır.
Halbuki kentimizde öyle bir toplu ulaşım olmalıdır ki arabası olanlar dahi yeri geldiğinde toplu ulaşımı kullanmayı daha pratik bulmalıdırlar. Antalya’nın trafik sorunu ancak bu şekilde çözülür. Bu çözümün de asıl anahtarı raylı sistemdir. Zaten yapılacak düzenlemenin eksik yanı da budur. Bu düzenleme ile topyekün yeni bir yaklaşım sergilenmemekte sadece var olan durumda ıslahat yapılmaktadır. Halbuki şehrimizin esaslı bir devrime ihtiyacı vardır.
Mevcut toplu ulaşımda yaşanan sıkıntıların başlıcası güzergahların uzun olmasıdır. Otobüs ve minibüsler dolambaçlı yollardan gitmekte, halkı çıldırtmaktadır. Çünkü bu araçların hepsi müşterinin bol olduğu yerlere illa uğramak istemektedir. Birileri daha çok para kazansın diye de olan Antalya’lılara olmaktadır. Her şeyden önce yeni düzenleme ile bu ortadan kaldırılmalı, güzergahlar serileştirilmelidir. Halka dolambaçlı yollarda vakit kaybettirilmemeli, herkes gitmek istediği yere en kısa zamanda ulaşmalıdır.
Turizm kenti Antalya’da gece 22’den sonra toplu ulaşım neredeyse bitmektedir. Daha geçen haftalarda bu konu gazetelerimizde yer almıştır. Yeni düzenleme ile gecenin ilerleyen saatlerinde dahi şehrin bir ucundan öbür ucuna ulaşılabilmelidir. Birileri zarar edecek diye halk ulaşım hakkından mahrum bırakılmamalı, kim zarar ediyorsa o bırakıp gitmelidir.
Halkkartta yaşanan sorunlar bir an önce çözülmedir. Bize Ant-Kart günlerini mumla aratan halkın kartında yaşanan sorunlar bir türlü çözülememiştir. Öte yandan ortada hiç ders alınmayan bir Ant-Kart deneyimi de vardır. Dün Ant-Kart’a karşı çıkanlar ve en sert eleştirileri yapanlar bugün ya susmaktadırlar ya da milletvekili olmuşlardır.
Ancak dediğimiz gibi bunları hiçbirisi nihai ve kalıcı bir çözüm getirmeyecektir. Modası geçmiş otobüslerle, döküntü minibüslerle bu iş olmaz. Antalya’nın ulaşım sorununu nihai çözüme kavuşturacak tek şey raylı sistemin kalan 4 etabının tamamlanmasıdır. Ya da bu etaplar hatalı ise doğru hatların yapılmasıdır. Daha çevreci, daha hızlı olan ve tüm dünyaca kullanılan bu sistem maalesef Sayın Akaydın döneminde rafa kaldırılmıştır. Duyup bildiğimiz kadarıyla da kendisinin raylı sistem yapmak gibi bir düşüncesi de yoktur.
Son olarak eksik de olsa bu düzenleme Sayın Akaydın için önemli bir fırsattır. Eğer kentimizdeki toplu ulaşım sorunu hafifletilirse Sayın Akaydın Antalyalıların gönlünü yeniden kazanacaktır. Pek çoğumuz için geçerli olan “Çok laf az iş” bakışı değişecek, Sayın Akaydın’ın da seneye billboardlara yazacak esaslı bir icraatı olacaktır. Böylece billboardlara rögar kapağı tasarrufundan daha önemli bir şey yazma fırsatı doğacaktır.
Trend Haberler

Hisarçandır'da köylüler kazandı!

Antalya'da yarın hava nasıl olacak? 1 Ağustos Cuma

Yapımı devam eden kavşaklar için ilk müjde geldi: Kepezüstü kavşağı Perşembe açılıyor

Antalya’da 27 Temmuz’da elektrik kesintisi: 6 ilçe etkilenecek

Manavgat'ın lezzetleri tescilleniyor

Gökhan Böcek’ten tehdit mesajı iddiası: Hepinizi yakarım!