Dün “EŞGÜDÜM’ün zihniyeti”ni yazdım, haklı bulan da oldu bulmayan da..

Haklı bulmayanlara, daha somut bir örnek vereceğim..
Çarpıcı bir örnek..
Antalya’da STK’ların “zihniyeti” iyice anlaşılsın istiyorum..
…
Geçtiğimiz haftalarda..
Büyükşehir Başkanı Menderes Türel, Batı Çevre Yolu için o “pürüzlü” 160 hektarlık alanla ilgili bir toplantı yapar..
İstediği şey;
BİR.. Batı Çevre yolu ile ilgili bir itiraz olacaksa o toplantıda olsun ve itirazlar giderilsin..
İKİ.. Plan, uygulanmadan önce başta Mimarlar Odası olmak üzere, STK’ların da istediği gibi yapılsın..
ÜÇ.. Böylece önemli bir hizmet dava açılarak artık engellenmesin..
…
Toplantıda, Mimarlar Odası temsilcileri ile Türel arasında şöyle bir konuşma geçer..
Türel: Batı Çevre yolu çalışmaları için dava açacak mısınız?
Mimarlar Odası: Evet
Türel: Planı siz yapın ben uygulayayım, olur mu?
Mimarlar Odası: Olur..
Türel: Peki, bu durumda yine dava açar mısınız?
Mimarlar Odası: Evet..
…
Şaşırdınız mı?
Şaşırmayın..
Yıllardır söylüyorum;
Mustafa Akaydın gibi “eyyamcılıkla” gün geçirirsen, Antalya’da STK’lar için geçer akçesin..
Ama, Menderes Türel gibi, “bir an önce hizmet yapılsın, vatandaş yararlansın” diye çalışırsan, Antalya’daki STK’lar hemen bunu engellemeye kalkar..
Çünkü..
Hemen hepsi “CHP’nin arka bahçesi”dir..
…
İşte bunlar daha güçlü olduklarını göstermek için, “EŞGÜDÜM”ü oluşturdular..
Hep birlikte “istemezük” nidaları atıyorlar..
Antalya bunu iyi anlamalı artık..
 
…………………………
 
AB Bakanı’nın alnından öpüyorum..
 
Önceki gün Antalya’da çok önemli iki “temsilcilik” açıldı..
Biri Dışişleri Bakanlığı’nın, diğeri Avrupa Birliği Bakanlığı’nın..
Böylece Antalya, “diplomasinin de merkezi” haline gelen bir kent olacak..
Antalya, bunu düşünen ve sağlayanlara esnafıyla, turizmcisiyle, çiftçisiyle, işadamıyla teşekkür etmeli..
…
Bu açılışta, AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, AB ülkelerine Türkiye açısından son derece önemli bir mesaj verdi..
“Üye yapmazsanız yapmayın, bu bizim umurumuzda bile olmaz” dedi..
…
“Türkiye’nin dünyada hangi noktaya geldiğini” gösteren büyük bir göstergedir bu..
- “Bizi AB’ye üye yapın” diye yıllarca yalvardık..
- Gönüllerini yapmak için “Gümrük Birliği anlaşması”na razı olduk ve milyarlarca doları heba ettik..
- Ekonomik-sosyal-siyasi ve hukuki konularda “kayıtsız-şartsız” teslim olduk..
- Onlarca yıldır bizi adam yerine koymayarak oyalayanlara ve her türlü aşağılamalarına gıkımızı çıkaramadık..
Şimdi n’apıyoruz?
Diyoruz ki; “ey Avrupa, sen neysen biz de oyuz.. Bizi birliğinize üye yapmasanız da olur, siz kaybedersiniz..”
…
Bu ne demek biliyor musunuz?
Bu, “Türkiye artık bir kişilik kazanmıştır” demek..
Eskiden yurt dışına gidenler “Türk’üm” demekten korkar ya da utanırdı..
Artık her yerde, göğsümüzü gere gere söyleyebiliyoruz..
Bunun anlamını bilenler, bilmeyenlere anlatsın bence..
…
Biliyorum, TÜSİAD’çılar (ve yardakçıları) AB Bakanı’na ve hükümete (AB’ye olan bu tavırları nedeniyle) yine çok kızacak ve medya gücüyle daha çok saldıracaklar..
Ama..
Ülkemiz “yalvar-yakar olmak”tan “canınız isterse” noktasına geldi..
Bakan’a da, ülkemize böyle bir prestij sağlayanlara da teşekkür etmek istiyorum..
Helal olsun..