Sizler de görüyorsunuzdur; ‘Türkiye’ye gelen turist sayısı sürekli artıyor.’ Ama bakıyorsunuz elde edilen gelir aynı oranda artacağına sürekli düşüyor. Turist sayısı artarken gelir nasıl düşer?  Mantıklı bir açıklaması var elbet. Siz ultra lüks tesislerinizi “Her şey Dahil” diyerek yıldızı daha az tesis fiyatına satarsanız tabii ki talibi çok olacaktır. Adamlar kendi evlerinde kalsa, burada harcayacağı paradan çok daha fazlasını harcayacağını biliyor. Tabii ki böyle ucuzluğu bulunca kaçırmazlar. Bu yıl koronavirüs pandemisi nedeniyle de mutlaka bir indirimde bulunuldu! Ne kadar olduğunu bilmiyorum. Bundan kim zarar görüyor? Turizmciler kadar, turizmde çalışanlar ve ülke ekonomisi. ‘Her şey Dahil’ şöyle savunuluyor. ‘Serbest piyasa koşulları var, isteyen istediğini yapar.’ İyi de, turizm dediğimiz olgu artık bütün dünyada ülkelerin milli meselesi haline geldi. Ve önlemlerini de devleti yönetenler alıyor. Bu, Türkiye’de niye yapılmıyor? Bu mesele yıllardır tartışılıyor, turizmin başkenti Antalya’da turizmin genel modeli bu. Bu modelin dışına çıkan çok az tesis var. Pazarlanan bu modeli esnaf da istemiyor. Esnaf istiyor ki ‘Antalya turizmi ‘Her Şey Dahil’i bıraksın ki daha çok turist lokanta, restoran, kafe, bar ve diğer mekanların içine girsin, yemek yesin, içsin ve para kazanalım. İlçe merkezlerini bilmiyorum, bugünlerde Antalya merkezde az da olsa turist hareketliliği var. Yabancı tatilcinin ilk uğrak yeri tarihi Kaleiçi, akşamları cıvıl cıvıl, Saat Kulesi ve çevresi de keza geçmiş aylara göre hem yerli hem de yabancı misafirlerimiz tarafından ziyaret ediliyor. Yerli değil, daha çok tatilci kent merkezine gelmelidir. Turizmimiz zor bir dönemden geçiyor, turizmci de esnaf da kazansın. Bu birlikteliği sağlayabiliriz.