Diyelim ki..
“Dolmuş” olarak çalıştırıp, ekmeğinizi kazandığınız bir aracınız var..
Ve Minibüsçüler Odası’nın bir üyesisiniz..
Yani..
Resmi olarak, “dolmuş çalıştırma” ruhsatına sahipsiniz..
Günün birinde..
O kentin belediyesi ya da bağlı olduğunuz Oda, sizi ve ailenizin geçimini sağlayan işinizi tehlikeye atan bazı uygulamalar yapılmasını istiyor..
Buna karşı çıkıyorsunuz..
Belediye de Oda da buna çok kızıyor ve sizi aforoz ediyor, “hat” vermiyor..
Ne yaparsınız?

100 puanlık “uzman suali” gibi oldu..
Ama..
Gerçekten, anlattığım şekilde yaşanan ve yaşanmakta olan bir olay var..
Ve bakın neler oluyor..

Biliyorsunuz..
Antalya Büyükşehir Belediyesi, 20 Ağustos 2011’de yeni bir “toplu taşıma düzeni” uygulamaya başladı..
Bugün 13 Ocak 2012..
Bu düzen..
4.5 ayda iki kez değiştirildi, 3 kez bozuldu..
Yani..
Bu sistemi ne toplu taşıma esnafı benimsedi, ne de Antalya halkı..
Şimdi de (gece uygulaması bile kaldırılmış vaziyette) “kör-topal” uygulanmaya çalışılıyor..
Ve..
Böyle bir sistem, ulaşım esnafını o kadar büyük zararlara soktu ki..
Hepsi burnundan soluyor..
Böyle giderse..
Büyükşehir’in önüne aracını getirip yakanları görmemiz hiç de uzakta değil..

İşte..
20 Ağustos uygulamasının esnafı ekmeğinden edecek noktalara geleceğini öne sürüp, aracını çalıştırmayan ve uygulamalara karşı çıkan birçok esnaf, en başta anlattığım olayı yaşıyor..
O günlerde..
Kararlara karşı geldikleri öne sürülen ve kendilerine hat (sıra) verilmeyen bazı ulaşım esnafı, “neden kendilerine hat verilmediğini” öğrenmek ister..
Bunu kimden öğrenebilirler?
Elbette bağlı olduğu Oda’dan ya da toplu ulaşım hizmetinin asıl sahibi olan belediyeden..

Esnaf önce bağlı olduğu Oda’ya “yazılı” olarak başvurur..
Oda şu cevabı verir:
“Bu konu ile ilgili yetki ve inisiyatif tamamen Antalya Büyükşehir Belediyesi’ndedir..
Aracınızın çalıştırılıp-çalıştırılamayacağı veya neden çalıştırılmadığını ilgili makama müracaat ederek öğrenebilirsiniz..”
Bu cevabı alan esnaf, söyleneni yapar ve bu defa gider Büyükşehir’e başvurur..
İşte aldığı cevap:
“Aracınızın toplu taşıma sisteminde çalışması ve dilekçenizde belirtmiş olduğunuz diğer taleplerinizle ilgili Oda yönetiminin aldığı kararlar doğrultusunda, bağlı bulunduğunuz Minibüsçüler Esnaf Odası Başkanlığı’na başvurmanız gerekmektedir..”
Yani..
Oda ve belediye topu birbirine atar..
Esnaf da ortada kalır..
Çaresiz, kızgın, ekmeğini kaybetmekle karşı karşıya..
Ve..
Aynı olayı yaşayan daha bir sürü esnaf var..

“Ben sosyal belediyecilik yapıyorum” diyen birinin..
Bazı insanların ekmeğinin elinden alınmaması için verdiği mücadeleyi görmezden gelmesi, duyarsız kalması, hatta tehdit etmesi olacak şey değil..
Soruyorum..
Bir empati yapın ve o esnaf arkadaşların yerine kendinizi koyun..
Bu durumda ne yaparsınız?
Cevabı bulan, lütfen bana da bildirsin..