Herkesin iyi bildiği gibi Muhittin Böcek yaklaşık 50 gündür tutuklu.
Oğul Böcek’in babası adına topladığı iddia edilen rüşvetlerden dolayı cezaevinde…
Olayın çeşitli boyutları, Böcek ailesi ve yakın çevresi ile ilgili savcılık tarafından soruşturmalar yürütülüyor, ifadeler alınıyor, mahkemelere çıkarılıyor, kimileri tutuklanıyor…
Söz konusu olayların göbeğinde yer alan oğul Böcek önce kaçtı, sonra gelip teslim oldu ve tutuklandı.
Oğul Böcek’in eski eşi adli kontrolle serbest bırakılırken, şimdiki eşi tutuklandı.
Ve hala soruşturmalar sürüyor…
Bakalım nerede son bulacak savcılık soruşturmaları ve ne zaman iddianame hazırlanıp zanlılar mahkemeye çıkarılacak…
Ve şu ana kadar savcılık soruşturmaları sadece Muhittin Böcek’in şahsında ve aile çevresinde yürütüldü.
Kurumsal olarak henüz Büyükşehir Belediyesine yönelik bir soruşturma başlatılmış değil…
Kurumsaldan kastım; Genel Sekreter, Genel Sekreter Yardımcıları, daire başkanları, şube müdürleri hakkında şu ana kadar bir operasyon henüz yapılmadığıdır…
Bugünden sonrasını savcılık nasıl yürütecek, olay nerede son bulacak bunu hep beraber izleyip göreceğiz…
Ancak tam da bu noktada bir hususa dikkat çekmek isterim…
Anayasamız, insanlarımızın can güvenliği ve sağlıklı yaşam sürmelerini devletin güvencesi altına almıştır.
İnsanlar tutuklu, hükümlü olsa bile devlet bu görevinden kaçınamaz…
Muhittin Böcek hasta…
Hayati sorunları olan ve hayati sorunlarını her gün aldığı 14 ilaçla gidermeye çalışmaktadır…
Pandemi döneminden kalma çeşitli organ yetmezliği taşımaktadır…
Cezaevindeki sağlık hizmetleri ile sağlıklı şekilde hayatını sürdürmesi mümkün değil.
Kendisiyle görüşen hukukçuların ve siyasilerin tespitlerine göre; mutlaka tam teşekküllü bir hastane hizmetine ihtiyacı vardır…
Bu nedenlerle savcılık tutukluluk halinin sürmesinin adaletin yerine gelmesi açısından zorunlu görüyorsa “ev hapsi” şeklinde tutukluluk halinin sürmesini sağlayabilir…
Çünkü ev hapsi, Böcek’in daha sağlıklı bir hayatı sürdürebilmesini sağlaması açısından çözüm olur.
Savcılığın uygun göreceği hekimler ve sağlık personelleriyle tedavisini yaptırabilir…
Bu şartlarda Muhittin Böcek’in cezaevin tutukluluk halinin sürmesi “tutukluluğun zulme dönüşmesi” anlamını taşıyacaktır.
Kaldı ki savcılıkta iyi biliyor ki Muhittin Böcek’i tahliye etseler bile ne evini ne kentini terk etmez…
Yani kaçma şüphesi yoktur…
Keza deliller zaten savcılık tarafından toplatıldığı için delillerin karatılması tehlikesi de söz konusu değildir.
Kuvvetli suç şüphesi unsuru var ise zaten ev hapsiyle Muhittin Böcek ciddi olarak yine emniyet tarafından kontrol altında tutulacaktır…
Son olarak şunu yazayım…
Mümkün olsa da Muhittin Böcek ile yüz yüze görüşebilsem, şunu sorardım…
“Eğer bir daha dünyaya gelseydin böyle bir oğlun ve iki gelininin olmasını, bu kişilerden müteşekkil siyasi ve belediye bürokratlarıyla bir arada olmayı ister miydin???”