Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörlerinden biri olan inşaat, 2025 yılının ikinci çeyreğinde önemli bir canlanma sinyali verdi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Yapı İzin İstatistiklerine göre, Nisan-Haziran döneminde verilen yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgelerinde dikkate değer artışlar kaydedildi. Bu gelişmeler hem konut piyasasının hareketliliğini hem de sanayi yatırımlarındaki ivmeyi ortaya koyuyor.
Kapsam Genişledi, İstatistikler Güncellendi
Yapı izin istatistiklerinde 2025 yılından itibaren önemli bir metodolojik yenilik yapıldı. Daha önce yalnızca belediyeler tarafından düzenlenen belgeler istatistiklere dahil edilirken, artık tüm yetkili idarelerin verileri de kapsama alındı. Böylece İl Özel İdareleri, Organize Sanayi Bölge Müdürlükleri, Serbest Bölge Müdürlükleri ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlükleri gibi kurumların düzenlediği belgeler de sisteme entegre edildi.
Ayrıca, ekonomik analizlerde daha sağlıklı bir değerlendirme yapılabilmesi için mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriler ilk kez kamuoyuna açıklandı. Bu yenilikler hem dönemsel dalgalanmaların hem de uzun vadeli eğilimlerin daha net görülmesine imkân sağlayacak.
Yapı Ruhsatlarında Çarpıcı Yükseliş
2025 yılı ikinci çeyreğinde yapı ruhsatı verilen bina sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre %47,4 artış gösterdi. Daire sayısındaki artış ise çok daha dikkat çekici: %90,3. Toplam yüz ölçümdeki büyüme oranı ise %61,8 oldu.
Bu rakamlar hem yeni konut projelerinde hem de ticari yatırımlarda ciddi bir hareketlilik yaşandığını gösteriyor. Özellikle konut tarafında görülen yüksek artış, son dönemde artan talep, faizlerdeki nispi dengelenme ve kentsel dönüşüm çalışmalarının hızlanmasıyla ilişkilendiriliyor.
Belediyeler Yine İlk Sırada
Toplam yapı ruhsatı yüzölçümünün %85,1’i belediyeler tarafından verilirken, %14,9’u diğer idarelerin payına düştü. Bu dağılım, belediyelerin hâlâ sürecin ana aktörü olduğunu, ancak organize sanayi bölgeleri ve özel idarelerin de giderek önem kazandığını ortaya koyuyor.
En Büyük Pay Çok Katlı Konutların
Kullanım amaçlarına göre incelendiğinde, en yüksek yüzölçümü payı 40,3 milyon metrekare ile iki ve daha fazla daireli ikamet amaçlı binalara ait oldu. Bu oran toplamın %74’üne karşılık geliyor. Onu 5 milyon metrekare ile sanayi binaları ve depolar takip etti. Bu durum hem konut ihtiyacının hem de üretim ve lojistik yatırımlarının hız kesmeden devam ettiğini ortaya koyuyor.
Yapı Kullanma İzinlerinde de Artış
Yapı ruhsatı verilmesinin ardından inşaatı tamamlanan binalara verilen yapı kullanma izin belgesi istatistiklerinde de artış dikkat çekti. 2025’in ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre bina sayısı %18,1, daire sayısı %44,3, yüzölçümü ise %30,2 yükseldi.
Burada da belediyeler öne çıktı. Toplam yüzölçümün %85,5’i belediyeler, %14,5’i diğer idareler tarafından verildi. Kullanım amacına göre ise en yüksek pay yine çok daireli ikamet amaçlı binalara (%67,5) ait oldu.
Arındırılmış Verilerde Yükseliş Devam Ediyor
Takvim etkilerinden arındırılmış verilere bakıldığında, yapı ruhsatı verilen bina sayısında %45,4, daire sayısında %87,4, yüz ölçümde ise %59,3 artış görüldü. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış verilerde ise bir önceki çeyreğe göre bina sayısında %21,7, daire sayısında %44,1, yüz ölçümde ise %33,5 artış kaydedildi.
Yapı kullanma izin belgelerinde de benzer bir tablo söz konusu. Takvim etkilerinden arındırılmış serilerde yıllık bazda yüz ölçüm %26,8 arttı. Çeyreklik karşılaştırmada ise daha sınırlı bir artış gözlendi: bina sayısı %1,6, daire sayısı %8,3, yüzölçümü %5,9 yükseldi.
Ekonomiye Etkisi ve Gelecek Beklentileri
İnşaat sektöründe görülen bu canlanma hem ekonomik büyüme hem de istihdam açısından kritik önemde. Özellikle konut üretimindeki artış, iç talebin güçlü seyrettiğini ve yatırımcıların geleceğe daha umutla baktığını gösteriyor. Sanayi binaları ve depoların yüzölçümünde yaşanan büyüme ise üretim ve lojistik sektörlerindeki kapasite genişlemesini yansıtıyor.
Ancak uzmanlar, bu yükselişin sürdürülebilirliği için maliyetler, finansman koşulları ve konut piyasasındaki talep dinamiklerinin yakından izlenmesi gerektiğine dikkat çekiyor. İnşaat sektöründeki hareketliliğin orta vadede ekonomiye pozitif katkı sunacağı, fakat dengeli büyüme için destekleyici politikaların da önemini koruyacağı vurgulanıyor.
Özetle, 2025’in ikinci çeyreğinde inşaat sektörü güçlü bir toparlanma sinyali verdi. Genişleyen istatistik kapsamı ve arındırılmış verilerle birlikte ortaya çıkan bu tablo, Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörlerinden biri olan inşaatın yeniden ivme kazandığını gösteriyor.
ZAFER ÖZCİVAN
Ekonomist-Yazar
[email protected]