Gazete ve TV’leri izliyorum..

Özellikle sosyal medyadaki yazı ve yorumları takip ediyorum..

Bakıyorum da, Soma’da şehit olan işçiler, onların yakınlarının acıları neredeyse kimsenin umurunda değil..

Felaketten bile “siyasi çıkar” sağlamaya çalışanlar..

Hükümetten “seçim rövanşı” almak isteyenler..

Yalan-yanlış ve de “kasıtlı” bilgilerle ortalığı gerenler..

Ve de bunlara inananlar..

Önüne gelen sallıyor, eleştiriyor..

Ama..

Konunun çözümü için ortaya “akılcı bir öneri” koyan yok..

“Çözüm bulunsun” demekle iş bitmez..

Eleştiriyorsan, suçluyorsan, o konuda bir de “çözüm önerin” olmalı..

Şu “kıssa”yı dikkatli okuyun..

Ve ne yaptığınızı, manzaranızı kendiniz görün..

Usta bir ressamın öğrencisi eğitimini tamamlamış..

Büyük usta, öğrencisini uğurlamış..

Çırağını uğurlarken, “Yaptığın son resmi, şehrin en kalabalık meydanına koyar mısın” demiş..

Ve ilave etmiş:

“Resmin yanına kırmızı bir kalem bırak.. İnsanlara, resmin beğenmedikleri yerlerine bir çarpı koymalarını rica eden bir yazı iliştirmeyi de unutma..”

Öğrenci, yaptığı yatağa uzanmış yarı çıplak bir kadın resmi meydana koymuş..

Ve birkaç gün sonra bakmaya gitmiş..

Bir de ne görsün?

Resim çarpılar içinde..

Üzüntüyle ustasının yanına dönmüş..

Usta ressam, “üzülme, aynı resmi bir daha yap” demiş..

Öğrenci, aynı resmi yeniden yapmış..

Usta, resmi yine şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş..

Fakat bu kez yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde boya ile birkaç fırça koymasını söylemiş..

“Yanına da, insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı bırak” demiş..

Öğrenci denileni yapmış..

Birkaç gün sonra bakmış ki, resmine hiç dokunulmamış..

Sevinçle ustasına koşmuş..

Usta ressam şöyle demiş:

“İlkinde, insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri yapabildiklerini gördün..

Hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı..

İkincisinde ise, onlardan yapıcı olmalarını istedin..

Kimse dokunamadı..

Çünkü..

Yapıcı olmak eğitim gerektirir..

Ve gördüğün gibi..

Hiçkimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye cesaret edemedi..

Şunu unutma;

Emeğinin karşılığını, ne yaptığını bilmeyen insanlardan alamazsın..

Asla bilmeyenle tartışma..”

Biz duygusal bir milletiz..

Duygulandık mı, “aklımız” firar ediyor..

Tamam, bu kadar insanın ve acının hesabını birileri mutlaka vermeli..

Hatta, bir daha bu tür olay yaşanmamalı..

Suçlayalım, vuralım, eleştirelim de..

“Bu tür olaylar nasıl engellenir” sorusuna da bir cevap bulalım..

Yani..

Yeter artık, bir felaketi “kendiniz için” bu kadar fütursuzca kullanmayın..

Bildiğiniz bir şey varsa ya bir çözüm önerin, ya da susun artık..

Soma şehitlerinin kemiklerini sızlatıyorsunuz..