15 yaşında uyuşturucuya başlayan bir gencin annesinin feryatlarını anlatıyordu..
Diğer bir deyişle; insanların ve toplumların “en büyük yaralarından biri”nin yarattığı trajediyi ortaya koyuyordu..
…
Anne Gönül Hanım diyor ki;
“Uyuşturucu kullandığında oğlumdan defalarca dayak yedim..”
Anneye el kalkar mı?
“Uyuşturucu alıp bilincini yitiren evlat” bırakın dayak atmayı, her şeyi yapar..
Anne Gönül Hanım diyor ki;
“Çaresiz kaldığımız anlar, gidip ellerimizle uyuşturucu bile aldık..”
Ne büyük bir çaresizliktir bu, ama evladı uyuşturucu kullanan hemen her ailenin başındadır maalesef..
Gönül hanım diyor ki;
“Evladım her gün biraz daha ölüyor, yavrumun yatağından kan temizlemekten bıktım..”
…
Görenler görmeyenlere, bilenler bilmeyenlere bu annenin feryatlarını anlatmalı, göstermeli, okutmalı..
Uyuşturucu kullanan bütün gençler için bir “ibret” belgesidir bu..
…
Anne Gönül Hanım, “asıl bilmemiz gereken” bir konuda da şöyle feryat ediyor:
“Yavrum uyuşturucudan kurtulsun diye polise ihbar ettik, ama bize ‘evden kovun akıllansın’ önerisinde bulundular..”
Eğer bir polis memuru böyle bir şey söylemişse, haddini fazlasıyla aşmış..
O polis bulunup, hakkında gereği yapılmalı..
Ama..
Burada bir “uyuşturucu gerçeği” ile karşı karşıya kalıyoruz..
Anne Gönül hanım da, diğer bütün anne ve babalar da bu gerçeği iyice bilsin istiyorum..
…
Uyuşturucu kullanımı da, uyuşturucu ticareti de “polisiye önlemler”le önlenemiyor maalesef..
Bugüne kadar en gelişmiş ülkelerde bile, en gelişmiş teknolojilerle yapılan mücadelelerle bile uyuşturucu satılması da kullanılması da bir gram eksilmemiş, aksine daha da artmıştır..
Maalesef “talep” yaratılıyor ve “arz” ediliyor..
Bu nedenle, uyuşturucu kullanımını önleme konusunda herkes “doğru adres”e gitmelidir..
Nedir doğru adres?
“Ailelerin bizzat kendisi..”
Nasıl mı?
Öncelikle “iyi bir anne-baba-aile” olun..
Uyuşturucu sorununu küçümsemeyin, “bizim evde böyle şey olmaz” demeyin..
Yani; ön yargılarınızın farkında olun..
Uyuşturucuyla ilgili bilgi sahibi olun, bunu çocuğunuzun da bilmesini sağlayın..
Ona karşı açık, samimi ve inandırıcı olun..
Unutmayın, çocuklar anne-babalarının sözlerinden çok davranışlarına bakarlar..
Uyuşturucu kullanmaya meyilli veya kullanmaya başlamış çocuklarınızın konuşması için bir fırsat verin..
Çocuğunuza karşı “genellemeler” yapmayın, ona özel olduğunu, değer verdiğinizi, sevdiğinizi gösterin..
Söylediği şeyler çok kötü bile olsa “ani tepki” vermeyin..
Çocuğunuzla “korkularınıza dayanarak” konuşmayın, özendirmemeye dikkat edin ve (bunlar zamane gençleri) öğüt vermeyin, sadece anlatın..
…
Bunları yapmak kolay değil biliyorum..
Aileler mükemmel olsa bile, çocuklarının uyuşturucu kullandığı da çok görülmüştür, bunu da biliyorum..
Ama..
Ne yazık ki, uyuşturucu kullanımını önlemenin (ya da azaltmanın) tek yolu bu..
Anne Gönül Hanım, “Cumhurbaşkanı duysun diye Zeytinköy’ün göbeğinde kendimi yakacağım” diyor..
Yapmayın Gönül Hanım..
Oğlunuzu ya da oğlunuz gibi uyuşturucu müptelalarını değil Cumhurbaşkanı, feriştahı olsa kurtaramaz..
Uyuşturucu alışkanlığını AMATEM gibi merkezler bile önleyemiyor..
Tıpkı sigara gibi, (ne yaparsanız yapın, isterseniz kendinizi yakın) kendisi bırakmayı istemezse bu meretten kurtulması mümkün değil..
…
Bu nedenle..
Bütün anne Gönül hanımlara sesleniyorum;
Çocuğunuzun uyuşturucu kullanmaması için yukarıda anlattığım gibi birileri olun ve “kullanmasın” diye dua edin..
Başladıysa…….
Ne yazık ki, kurtulması –neredeyse- imkansız..
Tek çare; bir şekilde “bırakmaya ikna etmek”..
Ve “mucize olsun” diye beklemek..