Takım becerisi yükseldikçe sonuca etki eden bireysel performanslarda artış gözlemleniyor. Bu noktada ön plana çıkan değişim Podolski’nin takımı oynatması ve alfa oyuncu karakterini sahaya yansıtmasıdır. Tabii diğer oyuncuların da skora katkı sağlaması büyük önem taşımasıdır. Ayrıca Podolski ikinci yarıda sırtı dönük aldığı toplarda birinci bölgede takımı gol pozisyonlarına itti.
Antalyaspor sezon boyunca belki en iyi rallisini son maçlarında gösterdi. Herkesin aklına gelen soru şuydu: Bu kadar güzel futbol oynuyorken, şimdiye kadar neredeydiniz? Takım olarak sıçrama atağının aslında tam zamanında gerçekleştirilmesi de uzun lig maratonunda farklı bir hava estirdi. Dolayısıyla takım olarak seviyeyi bu noktada muhafaza etmek artık oyuncuların gelişimlerine göre şekillenecektir. Bünyamin kendini aştı, attığı golle bonservisini katladı. Öte yandan Gökdeniz de giderek bölgesinde etkinlik oluşturmaya başladı. Bu gençlere bir de Doğukan eklendiği zaman Antalyaspor tadından yenmez, üst seviye takım kimliğine çıkacaktır. Savunma anlayışında orta sahada daha çok ön plana çıktığında etten duvar oluşturuyor.
Sonuç olarak Antalyaspor yarım saat oynadığı futbolla göz doldurdu. Hatta kupa finaline kadar bu seviyeyi koruyabilirse, takım olarak sevinci zafere dönüştürebilir. Hep birlikte kenetlenme oluşursa dar rotasyonda işler bambaşka boyuta taşınıyor. Keza kupa finalinde düştüğü yerden kalkan bir takım izledik. Bu da takımın geleceği açısından oldukça önem arz ediyor.
Sporla kalın.