Türk futbolunun lokomotiflerinin Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray olduğuna şüphe yok. Bunu kimse tartışmaz bile.
Trabzonspor’u da, Anadolu’nun açtığı isyan bayrağının simgesi olarak 3 büyüklerin içine göndereli 35 sene olmuş.
4’üncü büyük olarak değil, 4 büyüklerden biri olarak.
Geride kalan 14 takım (Şampiyon olmasına rağmen Bursaspor da dahil) sürekli değişmiş.
Zira 3 büyükler dışında 2. ligde oynamayan, 4 büyükler dışında küme düşmeyen yok.
Ve şampiyonluklar, kupalar, başarının verdiği haz, yıldız oyuncular ve daha binlerce sebep, Türkiye’nin neredeyse tamamının gönlünü bu takımlara bağlamış.
Son yıllara kadar.
Bakıyoruz, artık kalplerinin bir köşesinde 4 büyüklerden biri olsa bile, kendi memleketinin ya da yaşadıkları şehrin takımlarını destekleyenlerin sayısı da azımsanacak kadar değil.
Bu Anadolu futbolu için önemli bir aşama.
Bakınız muhtemel yeni Federasyon Başkanı Aydınlar ne diyor? “Türk futbolunun gelişmesi için alt ligler güçlenmeli. Bu yönde çalışmalar olacak”
Aklın yolu bir.
Bugüne kadar kimsenin umurunda olmayan alt ligler için ilk güzel mesaj buydu.
Artık 4 büyüklerin borusu daha az ötüyor.
Paranın gücü inancın gücüne yetmiyor. Alttakiler çatır çatır oynuyor rakipleri kim olursa olsun.
Eskiden 14 takımın yıldızları sezon sonu 4 büyüklere kayardı. Yine oluyor ama ekonomik güçleri arttıkça daha fazla direnebiliyorlar. ‘Vermiyoruz kardeşim’ diyebiliyorlar. (Bakınız:Cenk Tosun-Gaziantepspor)
Eskiden sadece Gençlerbirliği’nin uyguladığı ‘Scouting’ şimdi her kulübün anayasasında.
Eskiden 30’luk yıldız eskilerini getiren Anadolu, şimdi bu transferler yapıldığında eleştirilen taraftar kitlesine sahip.
Antalya’da bu sene transfer edilen 5 oyuncudan 4’ünün 30 ve üzerindeki yaşlarda olması taraftarların kafasında soru işareti yaratırken, 4 büyükler gün geliyor genç yıldızların yanında 30’luk yıldızlara milyon dolarları saymaktan imtina etmiyor. Son örnek Ujfalusi- Galatasaray (Yıllık 2,5 milyon € artı maç başına 15 bin TL). Kim bilir sözleşmesinde hangi ek prim maddeleri vardır da bilemiyoruz.
Türk futbolu ağır adımlarla da olsa gelişiyor, değişiyor.
4 büyüklerin havasının şimdilik sönmediği ama parıltısının da eskisi kadar göz alıcı olmadığını söylemek mümkün.
Evet onlar hala futbolumuzun lokomotifi ama sadece yönetiliş tarzlarıyla bile Anadolu’dan çok sağlam kulüp yapılarının geldiğini, durumun ‘4 Büyükler’den ‘14 büyükler’e doğru bir ilerleyiş içinde olduğunu görüyoruz, açıkçası her şeyden önce bir futbolsever olarak bundan mutluluk duyuyoruz.