“AK Parti kulislerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın metal yorgunluğu çıkışıyla başlattığı teşkilatlarda ve belediyelerdeki değişim sürecinde 'tek belirleyici' olmasının kabine ve parti içinde rahatsızlık yarattığı öne sürülüyor”(muş)..

“AK Parti içinde ayrıca MİT'in Başbakanlık'tan Cumhurbaşkanlığı'na bağlanmasının da hoş karşılanmadığı iddia edilirken kulislerde MİT’in CHP’ye yönelik yoğun mesaisinin de hoşnutsuzluk yarattığı dile getiriliyor”(muş)..

Kim söylüyor bunu?

Cumhuriyet Gazetesi..

Hani şu, “vatan hainliği” ile suçlanıp da yurt dışına kaçan ve oralarda “ekmeğini yediği ülkesinin aleyhinde” çalışan birinin “Genel Yayın Müdürlüğü”nü yaptığı gazete var ya, işte o..

Yani; Erdoğan’la ilgili her konuda “ak”ları bile “kara” gösterebilmek için Sözcü’yle birlikte çırpınan yayın organı..

SİZLERİ “AHMAK” SANIYOR

Bakın, “haber”in bir dayanağı olur..

Bir olaya, bir açıklamaya veya bir belgeye..

Bunlardan herhangi birine dayanmıyorsa, o haber “haber” değil, “dedikodu” olur..

Nedir dedikodu?

“Başkalarını çekiştirmek, kınamak üzerine kurulmuş/kurgulanmış, yani gerçeklere dayanmayan konuşmalar”dır..

İşte Cumhuriyet’teki haber böyle bir şey..

Sinan Tartaroğlu imzalı haberde; “Recep Tayyip Erdoğan’ın, AK Parti Genel Başkanlığı’na gelmesinin ardından ‘metal yorgunluğu’ adı altında başlattığı ‘teşkilatlarda ve belediyelerde değişim’ süreci ve hemen her konuda ‘tek belirleyici’ olması parti içinde de tartışma başlattı” deniliyor..

Eğer bir “tartışma” varsa, bir tartışma başlamışsa, partili birinin çıkıp bir yerlerde bir şeyler söylemesi gerekmez mi?

Ama haberi sonuna kadar okuduğunuzda, Ak Parti içinden herhangi birinin konuşmasına, açıklamasına rastlayamıyorsunuz..

Haber diye sundukları yazıda, “dikkat çekiliyor, ifade ediliyor, aktarılıyor, belirtiliyor, işaret ediliyor, anlatılıyor, anlatımlara ekleniyor” gibi, söyleyeni belirsiz MUĞLAK ifadeler var..

Yani, tam anlamıyla Erdoğan’ı karalamak ve itibarsızlaştırmak, bu arada partiyi karıştırmak için yapılmış “özel bir çalışma”..

Öyle anlaşılıyor ki; Cumhuriyet’te bu haberi yazdıranlar kendilerini akıllı, alemi ahmak falan sanıyor..

Hangi partiden olursa olsun, çok değil birazcık kafası çalışıyorsa, “Ak Parti’de Erdoğan’ın tartışıldığı”na asla inanmaz..

“Çocuk mu kandırıyor bunlar” der..

“Peki, gazeteler ‘kulis haber’lere sıkça yer veriyor, bu da onlardan biri olamaz mı” diye soranlar olacaktır..

Olamaz..

Çünkü, kulis haberlerdeki yazılara dikkat edin, isim yazmasa bile bir olayın veya birinin tarifini mutlaka bulursunuz..

Cumhuriyet’teki haber tepeden tırnağa uydurma, tam bir algı operasyonu..

Amaçları da belli;

“Alın size tartışma konusu” diyerek milletin önüne birçok olayı atıyor ve “haydi tartışın” diyor..

“BİAT” DEĞİL, “GÜVEN”

Herkes şunu iyi bilsin..

Seçimler yaklaştıkça, Cumhuriyet ve Sözcü ile Doğan Medya Grubu’nun bütün yayın organları “bu tür” Erdoğan’ı gözden düşürme operasyonlarını arttırarak sürdüreceklerdir..

Bu arada sosyal medyada da büyük bir “algı operasyonu bombardımanı” ile Erdoğan karşıtı uydurma söylemler/yazılar/fotoğraflar paylaşacaklardır..

Çünkü, tek amaçları var;

Erdoğan’ı milletin gözünde değersiz kılmak..

Ve “Erdoğan gitsin de isterse Türkiye batsın”..

Bu arada..

Ak Parti içinde de tartışma da olur kavga da, birbirini çekemeyen de olur iftira atan da..

Ama bunlar, “insan” olan her yerde olur..

Bütün partilerde beklentisi gerçekleşmeyenlerin liderlerine kızgınlığını/kırgınlığını da normal karşılamak gerek..

Koyun kendinizi o kişinin yerine, siz ne hissedersiniz?

Bu nedenle, eminim Ak Parti’de de Erdoğan’a kızan/içerleyen çok kişi vardır..

Ama, diğer partilerdeki gibi bir bölünme, parti içi bir çekişme/kavga göremezsiniz..

Bu, Erdoğan’a olan “biat”tan kaynaklanmıyor, Erdoğan’a duyulan güvenden ve bir dava partisi olmasından kaynaklanıyor..

ENTRİKA TAVAN YAPTI

Özetle..

Konu Erdoğan’dır, Kılıçdaroğlu’dur, Bahçeli’dir, Akşener’dir farketmez..

Haberler, eğer bir olaya, bir konuşmaya veya bir belgeye dayanmıyorsa, o habere asla inanmayın..

Hatta bazı belge ve fotoğraflar montajla farklılaştırılabiliyor, bunu bile araştırmakta fayda var..

Maalesef, her türlü entrikanın tavan yaptığı bir dönemdeyiz..

Artık neyin gerçek olduğunu bile bilemez hale geldik..

Bu nedenle, gördüğünüz ve duyduğunuz her şeyi mutlaka bir-iki kaynaktan daha araştırın ve inanacaksanız öyle inanın..

Kendiniz, çocuklarınız ve ülkeniz için..