Ak Parti’nin Antalya’daki “Temayül yoklaması” sonuçlandı. Kadın Kolları İl Başkanlığı’ndan istifa eden Gökçen Enç, en fazla oy verilen isim oldu. Bu sonuç kimilerine göre “sürpriz” olsa bile, bana göre değil. Temayülden bir gün önce kaleme aldığım yazımda, bu mesaj vardı.
Teşkilatlar bu sonuçlarla ne demek istedi? Bugün itibariyle bu değerlendirmeyi yapmak gerekiyor. Kuşkusuz ilk mesaj, Gökçen Enç’in birinci çıkmasıyla hem Enç’in kendisi, hem de İl Başkanlığı’ndan istifa edip, milletvekili aday adayı olan Hüseyin Samani ile ilgilidir. Eksik bilgi sahibi olduğumdan, Samani’nin de temayülde yeralacağını sanıyordum. Muaf olduğunu sonradan öğrendim. Dolayısıyla cumartesi günkü yazımda bir hata var. Bu meseleye girmişken, okurlardan özür dilerim.
O yazımda bir hata olsa bile, dile getirdiğim mesajda bir değişiklik yok. Çünkü Ak Parti Teşkilatları’nın, Samani temayüle katılmamış olsa bile, Enç’in şahsında ona da destek verdiği çok net bir biçimde ortaya çıkıyor. Bunu da son derece normal karşılamak gerekiyor. Ayrıca cumartesi günkü yazımda da dile getirdiğim gibi, Genel Merkez tarafından da muhakkak dikkate alınması gerekiyor.
Dönelim bana göre temayülün en önemli mesajına.
Bu mesajı anlatmadan önce, Büyükşehir eski Belediye Başkanı Menderes Türel ile partisi arasındaki ilişkilerin geçmişine bakmakta fayda var. Bazı gerçekleri görmekte fayda var. Ancak böyle yaparsak, mesajı tam olarak algılarız.
Bildiğiniz gibi Ak Parti 2001 yılında kuruldu. 2002 seçimlerinde de tek başına iktidar oldu. Bu tarihlerde Menderes Türel ile Ak Parti arasında bir bağlantı yoktu. Derken Türel, ATSO Başkanı seçildi. Son derece başarılı işler yaptı, bu süre zarfında Başbakan Erdoğan ile tanıştı. İkili birbirini sevdi, beğendi, takdir etti. 2004 yılındaki yerel seçimlerde Türel, Başbakan tarafından henüz üyesi bile olmadığı Ak Parti’nin Büyükşehir Belediye Başkan adayı yapıldı. Bu seçimden alnının akıyla çıkıp, kente 5 yıl boyunca tarihi hizmetler verdi. Türel bu süre zarfında gerçek bir Ak Parti’li haline geldi ancak hiçbir zaman Ak Parti Antalya Teşkilatı’nı ele geçirmek, parti içerisinde tek güç olmak gibi bir çaba içerisine girmedi. Teşkilatlarıyla her zaman yakın oldu ancak hakim olmaya çalışmadı.
Yani Türel’in Pazar günü katıldığı temayül yoklamasında, arkasında gönüllü insanlar dışında “asker” denilebilecek tek bir kişi yoktu. Yani aldığı 1.249 oyun tamamı, Ak Parti teşkilatlarının hiç kimsenin etkisi altında kalmadan verdiği oylardı. Teşkilatların, halkın beklentilerini iyi görmesi ve buna göre hareket etmesinin bir sonucuydu. Menderes Türel’in her ne kadar 2009 yerel seçimlerini kaybetmiş olsa bile, Antalyalıların gönlünde taht kuran bir isim olduğunu Ak Parti teşkilatları da çok iyi görüyordu, çok iyi biliyordu. Bu oylar, bunun sonucuydu. Ak Parti yöneticileri, halkın sesine kulak tıkamadığını gösterdi. Elbet de kamuoyundan gelen talepler dikkate alınarak, desteğin daha fazla çıkmasıyla, çok daha güzel bir mesaj verilebilirdi. Ancak kabul etmek gerekirki, teşkilatlar böyle zamanlarda bir aile gibidir. Öncelik ailenin reislerine verilir. Sonra ailenin diğer fertlerine bakılır. Temayülde oy veren isimlerin, Ak Parti’nin meclis üyeleri, kadın kolları, gençlik kolları, il, ilçe, belde yönetimlerinden oluştuğu dikkate alındığında, Türel’in ailenin diğer fertlerinden olduğu ve bu sonucun kesin bir zafer olarak kabul edilmesi gerektiği görülecektir.
En önemli iki mesaj bana göre bunlardır. Ak Parti Genel Merkezi, Antalya Milletvekili aday listelerini hazırladığında, kamuoyu anketleri de çok büyük tezat oluşturmadığı sürece, Gökçen Enç, Hüseyin Samani ve Menderes Türel isimlerine muhakkak yer vermelidir. Bana göre kesinlikle verecektir. Bu noktada Türel isminin Antalyalılar arasında yapılan anketlerde çok ciddi destek bulduğunu da bilmekte fayda vardır.
Bu meseleye yarın devam edeceğim.