CHP’de “yenilikçi” Gülseren Onanç’ın MYK’dan istifasına, “ulusalcı” Dilek Akagün Yılmaz’ın da disipline sevkine çok sayıda milletvekili ve MYK üyesi tepki gösteriyor..
Aslında bu yenilikçi ve ulusalcı kesim, birbirlerine öylesine “düşman” kesilmiş durumdalar ki..
Birbirlerine selam bile vermiyorlar..
Üstelik, hem birbirlerini hem de kendi yanlarıında olmayanları dışlıyorlar..
Her iki tarafın görüşünü de benimsemeyen CHP’liler ise, bu kavgaya tepki gösteriyor..
Yani, onlar da “ayrı bir kavga”nın içindeler..

Bu kavganın sadece Ankara’da olmadığını da herkes biliyor zaten..
Örneğin Antalya CHP’de yaşananlar..
CHP’yi “Hocacı”lar bir tarafa çekiyor, “Baykalcı”lar bir tarafa..
Asla biraraya gelmiyor, birbirlerine selam bile vermiyor..
Bir de; her ikisini de sindiremeyen partililer var..
Olan biteni neredeyse “tiksinerek” izliyor..

İşte, “iktidar alternatifi” olması beklenen “ana muhalefet partisi”nin manzarası bu..
Bu manzarayı biz eleştirdikçe, (üstü kapalı) küfür yiyoruz..
Çünkü, yenilikçisi de ulusalcısı da ortacısı da olsa farketmiyor..
Bu CHP’li kesimi, eleştiriye asla tahammül edemiyor..
Herşeyi en iyi onlar biliyor, görüyor, uyguluyor..
Ve onların görüşleri kesindir tartışılamaz, eleştirilemez..
Sürekli olarak yanılmaları ve hiçbir sorunun çozümü için ellerini taşın altına koymamaları da hep bu “megaloman”lıklarındandır işte..

Şu sözlere dikkat edin:
“Birbirlerine harcadıkları enerjiyi AKP’ye karşı harcamıyorlar..
Ak Parti’yi izleyip ders de almıyorlar..”
Bu sözler bana ait değil..
Bunu CHP’liler söylüyor..
Ama..
Gariptir; söyleyenler de sözlerin söylendiği kişiler de yine bildiklerini okumaya devam ediyor..

Biliyorsunuz..
CHP’liler, yaptıkları bütün bu kavgaları “bizde demokrasi var kardeşim, herkes özgürdür” diye yorumluyorlar..
Şimdi dikkat edin..
CHP’deki bu “demokrasi” şimdi “Kemal Kılıçdaroğlu kanunları” ile kaldırılıyor..
Geçtiğimiz gün, milletvekillerine birer mail gönderilerek “dikkatleri çekildi”..
“Hoşgörülü” üslubuyla bilinen Kılıçdaroğlu, artık uyarılarını dinlemeyen milletvekilleriyle ilgili disiplin işlemi yapacakmış..
Yani..
CHP’de özgürlüklere veda ediliyor..
Milletvekilleri izinsiz TV kanalına çıkamayacak..
MYK’da karara bağlanmamış konularda demeç veremeyecek..
Ve CHP’ye yönelik tartışma programlarına da asla katılmayacak..
Memleketimize hayırlı-uğurlu olsun..

Öte yandan..
Bütün bu olan bitene bakın bazı CHP’liler ne diyor:
Hasan Can: “Yazıklar osun şu CHP’ye.. Bu kadar seçmenin ve partilinin içinden bir lider çıkaramıyor.. Çünkü hepsi ayrı telden çalıyor.. Ak Parti’den kopya çekseler işi başaracaklar..”
Tunç Eren Çolak: “CHP, CHP oldu olalı böyle eziyet görmedi .. Parti içi demokrasi diye diye partinin sonu geldi..”
XXXL – XXXL: “Bindikleri dalı kesiyorlar sözü bu kişiler için en uygunu olsa gerek.. hadi siz bindiğiniz dalı kesin de, neden halkın ümitlerine geleceğine darbe vuruyorsunuz? Herkesin kendini değil önce partisini, dolaylı yoldan da halkını düşünme zamanı geldi de geçiyor bile..”

Haydi söyleyin şimdi..
Böyle bir partiye, bu kenti ve ülkeyi teslim eder misiniz?