Antalya Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Mustafa Akaydın, Doğan Haber Ajansı’ndan Emre Baylan’a konuşmuş.
Seçimi kaybettikten sonra ilk kez bu kadar detaylı açıklamalarda bulunan Akaydın’ın röportajını okuyunca, kah güldüm, kah üzüldüm, kah sevindim. Hepsinden önemlisi “İyi ki Akaydın’dan kurtulmuşuz” dedim. Beni bunu söylemeye iten ise tutarsız, umursamaz, kavgacı yapısı. Muhterem giderayak partisine zarar vermeye devam ediyor. İnanın bana Hoca’dan sadece Antalya değil CHP de kurtuldu. 5 yıllık görev süresi boyunca partinin bütün kademeleriyle kavgalı olan Akaydın’ın ‘oğlum kadar seviyorum” dediği İl Başkanı Devrim Kök ile de kavga ettiğini bu röportajla öğreniyoruz. Hoş biz zaten biliyorduk ve bunu da yaklaşık 2 ay önce dile getirmiştik. Ancak o günlerde kimseyi buna inandıramamıştık. Ya da inanmak istememişlerdi.
Gelelim Hoca’nın röportajından dikkat çeken bazı başlıklara.
Akaydın, seçim sürecinde aleyhine çalışan partililerin tespiti için CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’dan müfettiş istediğini söylüyor.
Kavgalı olduğun, her fırsatta küçük düşürdüğün, yok saydığın partilerinin senin için çalışmalarını beklemek tek kelimeyle saflık olur. Onlara ne verdin ki ne istiyorsun.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na Antalya’da seçim sonuçlarına ilişkin bir de rapor hazırlamış.
Rapora ne gerek var. Partilin olan Milletvekili Yıldıray Sapan seçimi niye kaybettiğinizi çok güzel özetlemiş: Kibir ve şişkin ego.
Boğaçayı atölyelerinde yaşanan ‘evrak yakma’ olayına “Yakılmasa çok daha iyi olurdu” demiş.
Buna yorum getirmeyeceğim. Değerlendirmeyi size bırakıyorum.
Konyaaltı, Muratpaşa ve İbradı hariç hiçbir ilçeden birinci çıkmamasında, hatta Serik’te olduğu gibi seçimleri üçüncü tamamlamasında şaşılacak bir durum olmadığını söylüyor.
Bu tek kelimeyle yenilgiyi baştan kabul etmek değil midir? Buna rağmen halen “Seçimi kaybettiğime inanmıyorum” demek kafa bulandırmaktan başka bir şey değildir. Samimi olmadığının göstergesidir.
Bir yandan “Antalya için seçim sonuçları kesinleşmiş gibi görünüyor” diyor, diğer yandan “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gideceğim” diyor.
Bu kadar çelişkili konuşan başka biri var mıdır bilmiyorum. Şahsen ben rastlamadım.
CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal ile seçim sürecinde birlikte olsalar dahi sürece olumlu bir katkı yapmayacağını savunmuş.
Madem öyle neden her fırsatta Baykal ve ekibini suçluyorsun, hedef gösteriyorsun. Seçimi onların yüzünden kaybettiğini dile getirir açıklamalar yapıyorsun.
Son olarak, “Benim bıraktığım borç, 2 Nisan günü aldığım son rakamlara göre 720 milyon civarıydı. Ama hesaplar Türel’de olduğu için nasıl anlatayım gerçeği” diye açıklama yapmış. Evlere şenlik bir açıklama. “Hesaplar onun elinde” diyerek aslında bir itirafta bulunuyor.