Eşim doğum yaptığı için yazılarıma bir kaç hafta ara vermek zorunda kaldım. Bu zaman zarfında Sayın Mustafa Akaydın'ı bir televizyon programında seyrettim. Yaptığı bir açıklama doğrusu çok hoşuma gitti. Ancak yazmak bu hafta nasip oldu.
VTV kanalında yayınlanan Antalya Gündem programına katılan Sayın Akaydın, bisiklet yolu ile ilgili olarak bir vatandaşın sorduğu soruya cevap verirken, dünyanın gelişmiş ve çağdaş şehirlerinde ilk önceliğin yayada ikinci önceliğin bisikletlilerde üçüncü önceliğin ise arabalarda olduğunu söyledi.
Bu gerçekten çok doğru bir tespittir. Bizdekinin tam tersi olarak o memleketlerde araba ikinci sınıf muamelesi görür. Londra'da şehrin bazı yerlerine araba ile girmek parayladır. Bizde ise genel algı arabanın en öncelikli olduğu yönündedir.
Sayın Akaydın'ı böyle düşündüğü için tebrik etmek istiyorum. Kentimizin böyle düşünen yöneticilere ihtiyacı var. Ama daha da önemlisi kentimizin bu düşünceleri gerçekleştiren bir başkana ihtiyacı var. Çünkü sözler uçup gidiyor geriye hizmetler kalıyor.
Sayın Akaydın'a eleştirim de bu noktada. Bisiklet kullanan bir vatandaş olarak kentimizde son beş yılda bisikletliler için yapılmış uygulamaları son derece eksik bulduğumu belirtmek isterim.
Yapılan kısa bisiklet yolu işlevsiz kaldı. Çünkü kentin bir yerini bir yerine bağlamıyor. Sadece kentin merkezine bir bisiklet koridoru açıyor. Bu yönüyle verimli kullanılamıyor. Ayrıca geçenlerde bir kaç babanın da yerinden sökülmüş olduğunu gördüm. En kısa zamanda yenileriyle değiştirilmeli.
Gelelim city bike projesine. Belediyenin resmi internet sitesinden 23 Mayıs 2011 tarihli bir haber: "Tarihi Kaleiçi'ne tarihi kararlar". Bu haberde kentimize "Kent bisiklet sistemi kurularak (city bike) kentteki turistin hareketliliği arttırılacak" denilmiş. Aradan iki buçuk yıl geçmiş. Ve bugün bizler city bike sisteminin 10 istasyon 60 bisikletle kurulduğunun haberini alıyoruz. 60 tane bisikleti alıp koymanın iki buçuk yıl sürmesinin ardından yatan nedeni ise bilemiyorum.
İşte bu sebeplerle Sayın Akaydın'ı, bir yandan düşüncelerinden ötürü kutluyorum diğer yandan da bu noktada atılan adımların eksikliğini eleştiriyorum. Halbu ki geçtiğimiz beş yıl içinde şehrimiz gerçek bir bisiklet kenti olabilirdi.