Büyükşehir Başkanı Mustafa Akaydın’la ilgili yazılarımdan rahatsız olan arkadaşlarımı bugün biraz daha rahatsız edeceğim..
Çünkü..
Eğer yeri gelir de taşı gediğine oturtmazsanız, sonradan o taşı oraya yerleştirmeniz pek mümkün olmaz..
Bu nedenle, bugün iki ayrı konuda söyleyeceklerime kulak vereceksiniz..

…………………………………

PREZERVATİF DAVASI VE AKAYDIN

İlk sözüm, AKSAV’daki “zimmet davası”na..
Göksel Kumsal, Hüseyin Şanlı ve Birol Kaya ile ilgili iddiaları hatırlıyor musunuz?
“İstanbul’da bir otelde yabancı kadınlarla yemiş-içmişler, prezevatif paralarını bile Vakıf’ın hesabından ödemişler”di..
İhbar yapıldı, soruşturma başlatıldı, dava açıldı..
Suçlanan o üç kişi, birdenbire ülkenin gündemine oturdu..
Daha doğrusu, hemen “suçlu” ilan edildi..
Neredeyse insanların arasına çıkamayacak duruma geldiler..
Ama..
Görüldü ki; Göksel Kumsal, Hüseyin Şanlı ve Birol Kaya meğer “suçsuz”muş..
Mahkeme “suçsuz” bularak beraatlerine karar verdi..

Şimdi oturup bir sürü “önyargılı” insanın bunu düşünmesi gerekiyor..
Mahkeme karar vermeden insanları “suçlu ya da suçsuz” görmemek gerektiğini, bu dava açık-seçik göstermiştir sanırım..
Mahkemenin kararını beğenmeyebilirsiniz..
“Adaletli bir karar vermediğini” de düşünebilirsiniz..
Hatta Büyükşehir Başkanı Mustafa Akaydın gibi, “hukukun ayaklar altına alındığını” bile söyleyebilirsiniz..
Ama unutmayın..
Bir gün bir olay olur ve hukuka ihtiyacınız olabilir..
Mahkemelere şüpheyle bakarsanız..
Herkes sizi suçlarken, mahkeme suçsuz bulduğunda, sizi hala suçlayanlara söyleyecek bir sözünüz olabilir mi?

Görüldüğü gibi, “ayaklar altına alınan hukuk” sayesinde insanların suçlu ilan ettiği Akaydın’ın 3 adamı suçsuz bulundu..
Göksel Kumsal, Hüseyin Şanlı ve Birol Kaya’ya geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum..
Mahkemelere güvendiler, sonucunu da gördüler..
Halkkart davasını sulandırmaya çalışan Akaydın, umarım bundan biraz dersini alır..
Umarım..

………………………………..

ULAŞIM MASTER PLANI VE AKAYDIN..

Çok sevgili Büyükşehir Başkanı’mız, dün ANTİAD üyeleriyle yaptığı kahvaltıda, yine attırmış..
Kavşaklar, borçlar derken hemen konuyu “Ulaşım Master Planı’na getirmiş..
Demiş ki:
“Antalya’nın artık bir ulaşım planı var.. Ulaşım Master Planı’nın nimetlerini bundan sonra göreceğiz..”

“Ulaşım Master Planı”, Hasan Subaşı’nın başkanlığı döneminden bu yana kaç defa yapıldı, artık sayamıyorum..
Subaşı’dan sonra gelen Bekir Kumbul ve Menderes Türel de birer ulaşım planı yapmışlardı..
Ama hiçbiri uygulanamadı..
Göreceksiniz, şimdi Mustafa Akaydın yaptığı da uygulanamayacak..
Çünkü..
Bu ulaşım master planlarının “yapılış şekli yanlış”..
Niye yanlış?
Çünkü..
Eğer önce bir “çevre düzeni planı” yapmazsanız, yapılacak her türlü ulaşım ve imar planları bir şekilde bozulacaktır..
Yani “uygulanabilir bir plan” olamayacaklardır..
Araç ve yaya sayısını tespit etmekle, kavşaklarda araç ve yaya saymakla, toplu taşıma araçlarına güzergah belirlemekle, tek-çift yön uygulamalarını değiştirmekle “ulaşım master planı” yapılmaz..
Adı üstünde “master” plan..
“Ulaşımın anayasası” demektir..
Her başkan geldiğinde değişmez, değiştirilemez..
Her başkan da “kafasına estiği gibi” ulaşım planı yapamaz..

Ben Akaydın Başkan gibi düşünmüyorum..
Daha da ileri gideceğim..
“Bu ulaşım planının, Antalya’nın ulaşım sorununa asla bir çözüm olmayacağını” söylüyorum..
Yani..
“Ulaşım Master Planı’nın nimetlerini bundan sonra asla göremeyeceğiz..”
Göreceksiniz..