Antalya şehir içi ulaşım hizmetlerini yapanların çoğunluğu Çakırlarlılardır.
“Çakırlar” dediysek, Bahtılı, Hacısekililer, Hisarçandır, Akdamlar da dahil.
Geçtiğimiz hafta sonu Çakırlar tarafında bir dosta kahvaltıya gittik. Dolmuşçuluk yapan yan komşusu da geldi.
“Meraklı olmayan kişiden gazeteci olmaz” zihniyetiyle, “Sen ekmeğini dolmuşçuluktan kazanıyorsun. Mal sahibi olarak sence Antkart mı, Halkkart mı” sorusunu yönelttim.
“Gerçeğini söylemek gerekirse vatandaş için Antkart, biz ulaşımcı esnafı açısından az da olsa Halkkart. Fakat düzenli işleyiş bakımından Antkart daha sistemli, disiplinli ve düzenliydi” cevabını verdi.
Cumhuriyet Halk Parti’li Büyükşehir Belediyesi’nin uygulamaya koyduğu Halkkart vatandaşa değil, dolmuşçu esnafına daha uyumlu.
İlginç.
29 Nisan Cuma günü işten erken çıktım, ofisin karşısındaki büfeden bir şeyler alacağım. Büfe aynı zamanda Halkkart dolum bayisi.
Bir bayan girdi içeriye., “10 TL’lik yükleme yapar mısınız” diyerek Halkkartı’nı uzattı. Büfeci genç, “Sistemlerde arıza var. Şimdi yükleme yapamıyoruz” diyerek kartını geri verdi. O anda bayanın yüz ifadesine baktım.
Üzgün ve şaşkındı.
Ve, “Ulaşım araçlarını kullanan sade bir vatandaş olarak Afedersiniz sizce Antkart mı, Halkkart mı daha iyiydi” diye sordum.
Elindeki kartı göstererek, “Her şey açıkça ortada değil mi” diye soruma soruyla karşılık verdi ki, yüz ifadesini Antalya’nın Halkçı Büyükşehir Belediye Başkanı’nın görmesini isterdim.
Benim ülkemde, vatandaşa hizmet için seçilenler, seçilinceye kadar Halkçı, seçildikten sonra halkın aleyhine ne varsa icraatı o yönde olmak zorunda mı.
Dolmuşçunun lehine, halkın aleyhine bir sistemin adına, “Çalışmak” denir mi?
Akaydın durum hakkında ya haberdar ve umursamıyor, ya da kendisine ulaştırılan bilgiler yalan-yanlış.
Eğer ki birincisiyse?
Vay bu memleketin haline.
Yok.,
İkinciyse, Antalya’nın Büyükşehir Belediye Başkanı kimlerle çalıştığını gözden geçirmek zorunda.
Antalyalılar üç yılını daha bu şekilde geçirmemeli.
Antalya’nın Büyükşehir Belediye Başkanı bile olsa buna hakkı olamaz.
Kartına 10 TL’lik dolum yaptıran bir emeklinin 2 biniş sonra o kartı boşalabiliyor ise, bunun adı halka hizmet değil, hırsıza hizmettir.
Gerçekleri bizzat yaşamak isteyen Mustafa Akaydın lütfen sokağa çıksın. Dolmuşa binsin. Otobüs ile birkaç mahalle turu atsın.
Vatandaş ile konuşsun.
Dolmuşçu-otobüsçü esnafını dinlesin.
Eminim ki vicdanı sızlayacaktır.
Biz Akaydın için hiç vicdansız demedik ki..