Bugün sizlerle bir “durum değerlendirmesi” yapalım istiyorum..
“Durum” derken, belli olmayan adaylıklar için kimin ismi geçiyor gibi, işin “dedikodu” tarafını anlatmak gibi bir niyetim yok..
Amacım..
Daha çok, halen görevde olan ve 30 Mart’tan sonra göreve geleceklerin “nasıl bir anlayış içinde olmaları gerektiği” konusunu paylaşmak..
Ve bunlara karşı halk nasıl bir sınav verecek, bunu anlatmak..

Biliyorsunuz, halka hizmetle yükümlü olan siyasetçiler ve bürokratlar sık sık eleştirilere muhatap olurlar..
Kimi hoşlanır, kimi kızar..
Kimi de, “bu eleştirilerden yararlanmaya” çalışır..

Eleştirilerden hoşlanan ya da eleştirilere kızanlara dikkat edin..
“Hizmet” onlar pek bir şey ifade etmez..
Genellikle kendilerini düşünürler..
Bu tür siyasetçi ya da bürokrata çok sık rastlarsınız..
Eleştirilerden faydalanmaya çalışanlar ise, kendilerinden daha çok hizmeti ön plana alırlar..
Ve..
Bu tür siyasetçi ya da bürokrata çok ender rastlanır..
….
Bu konuda çok iyi tanıdığım iki kişiyi “yaşadığım olaylarla” sizlere anlatmak istiyorum..
Birisi Menderes Türel, diğeri de Mustafa Akaydın..
Bu ikisinden biri yeniden bu kente Başkan olabilir..
Bu nedenle onları biraz daha iyi tanımanızda fayda var..

Menderes Türel’i “Büyükşehir Başkanı” olduğu yıllarda çok sıkı eleştirmiştim..
İsimleri kapatıp aynı yazıyı bugün yayınlasam, “bu yazı Akaydın için yazılmıştır” dersiniz..
Yani..
Bugün Akaydın’ı eleştirdiğim kadar, aynı şekilde Türel’i de eleştirdim..
Sonuç nedir biliyor musunuz?
Mustafa Akaydın, beni kendisine “düşman” gibi gördü..
Yetinmedi, yazılarıma dava açıp “sindirmeye-susturmaya” çalıştı..
Yetinmedi, ekmeğimle bile oynadı..
Bana inanmak yerine çevresindeki yalakalarına inandı..
Oysa “dost acı söyler”..
Bu kente, dolayısıyla kendisine dost olduğumu bir türlü anlayamadı..
Menderes Türel ise, benim eleştirilerime kızıp kızmadığını soranlara, “niye kızayım, ben Ali Bey’in yazılarından faydalanıyorum” diye cevap verdi..
Bunun şahitleri de hala “gazeteci” olarak görev yapıyor..
Nitekim..
Bu iki Başkan’ın anlayış tarzları “hizmet”lerine de yansıdı zaten..
Akaydın’ın, Antalya’ya yapılan hizmetler konusunda Türel’in eline su bile dökemeyeceği ortaya çıktı..
Görünen köy kılavuz ister mi?

Peki, ben niye bu başkanları eleştirme, üstelik ağır bir biçimde eleştirme gereği duyuyorum?
Antalya için..
Antalya’nın “konumuna yakışır” daha iyi hizmet alması için..
Antalya’nın daha iyi yaşanabilir bir kent olması için..
Antalya’nın gelecek yıllarda da iyi yaşanabilir bir kent olması için..

Bunu Antalya’da yaşayan herkes ister değil mi?
Öyleyse “kendinden başka bir şey düşünmeyen”i değil, “Antalya’yı seven ve bu kente hizmet etmeyi ön plana alan”ı seçmek zorundadır..
Bunun için 2009’da kötü bir sınav veren Antalya halkı, umarım 2014’te aynı hatayı yapmaz..
Kendileri ve çocukları için “iyi bir seçim” yaparlar..
Umarım..