“Yedi düvel” ve onların medyası CHP’nin içinde-yanında-arkasında yer aldı..

Her türlü entrika, ayak oyunu, kalleşlik, hile, hakaret yapıldı..
Komplolar, tapeler, kasetler havalarda uçtu..
Türkiye’deki bütün partiler üstüne gitti..
Ve bütün bunlara rağmen Ak Parti, “2009 yerel seçim sonuçlarına göre oyunu yüzde 7 civarında arttırarak” hepsini hezimete uğrattı..
Bu, halkın, yani “milli irade”nin zaferidir..

Burada halk, başta CHP-MHP koalisyonu ile TÜSİAD-ABD-AB ve Çıkar Grubu’na açık seçik şunu söyledi:
“İstediğin kadar ‘ağaçları’ bahane edip Gezi protestoları da düzenlesen de..
Düzmece kasetlerle yolsuzluk-hırsızlık operasyonları planlasan da..
Ak Parti’nin kendi bünyesinden attığı Çıkar Grubu’yla ortaklık kursan da..
Elinde belge olmadan her yerde ‘Başçalan-Boşbakan’ gibi suçlamalar yapsan da..
TÜSİAD ve uzantılarının medya gücünü, yazar-çizer takımının belaltı vuruşlarını arkana alsan da..
Benim seçtiğim birini istifaya zorlasan da..
Benim yerime sen karar veremezsin..”

CHP şapkasını önüne alıp, “ben nerede yanlışlık yapıyorum” diye düşünmeli artık..
Aslında bu “yanlışlarını” biz defalarca yazdık, açık açık bildirdik..
Ama..
Kendilerini herkesten daha bilgili-kültürlü gören, kimsenin görüşüne değer vermeyen “megaloman” bir zihniyetin esiri olan CHP’lilerin hiçbiri, “biz yanlış yapmayız, başkaları yapar” diyerek, eleştirilere kulak verme gereği bile duymadı..
Sonuç?
CHP için hüsran ve büyük bir hezimet..
Önümüzde 1.5 yıl içinde iki seçim daha (Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler) var..
Eğer CHP bu seçimlere de Kemal Kılıçdaroğlu gibi “sığ” görüşlü bir Genel Başkan ve Prof. Dr. Mustafa Akaydın gibi aydın(!) kişilerle ve “aynı kafa” ile giderse, hüsranı da hezimeti de daha büyük olacaktır..
CHP’nin başına, İstanbul eski Baro Başkanı Metin Feyzioğlu gibi akl-ı selim biri lazım..
Ama..
Ne yazık ki, CHP’nin içindeki “atmacalar” bunu istemez..

Antalya’ya dönelim..
Yukarıda söylediğim her şey Antalya için de geçerli..
Fazlası da var..
“Mustafa Akaydın” adında Antalya’ya büyük zararlar veren, halkın parasını çar-çur eden, 5 yılı eyyamcılıkla geçiren bir akademisyenin kenti hiçe sayması cezalandırıldı..
Akaydın, çalışmalarına ve hizmetlerine güvenmek yerine Ak Parti’ye karşı “tepki oylarına” güvenmişti..
Ve..
Seçim çalışmalarında hizmetlerini anlatmak yerine (5 yıl yaptığı gibi) sadece rakibi Menderes Türel’e karşı “iftira-çamur atma” siyaseti güttü..
Sonuç?
“Ceketimi assam kazanırım” diyerek küçümsediği Antalya halkından iyi bir “Osmanlı şamarı” yedi..
Antalya halkı, “ben hizmet istiyorum arkadaş” dedi..
Ve..
2004-2009 yılları arasında, Antalya’ya tarihinin en çok ve en büyük hizmetlerini yapan Menderes Türel’e, “biz Akaydın’ı seçmekle hata etmişiz, buyur bu görev senin” diyerek CHP’ye de, ”kavgacı Akaydın”a da, gereken cevabı verdi..

Bu arada..
Akaydın’ın çevresinde oluşan (içlerinde siyasetçilerin, gazetecilerin ve partililerin yer aldığı) bir “yalaka takımı” vardı..
Aynı yalaka takımı bu defa Türel’in çevresini sarıp, “tamam Akaydın’ın yanındaydık ama, gönlümüz seninleydi” demeye getirip ondan da nemalanmaya çalışacaktır..
Ama..
“Her devrin adamı” olan bu güruh, hedefi ve amacı sadece “Antalya’ya hizmet etmek” olan Türel’i “Akaydın’laştıramayacaklar”tır..

Seçimler bitti, Türel yeniden Antalya Büyükşehir Başkanı olarak halk tarafından görevlendirildi..
CHP’liler, özellikle de Akaydın, “bu seçimde hile var” diye tepineceklerdir..
Ama, sonuç değişmez..
Akaydın “ceketi” kadar olamamış, “cırcır böceği” misali uçup gitmiştir artık..
Menderes Türel’i tebrik ediyor ve kolaylıklar diliyorum..
Sonuçlar Antalya açısından çok “hayırlı” olmuştur..
Göreceksiniz..