İlk olarak emekli Orman Mühendisi Hüseyin Çetinel düğmeye bastı. Çetinel, İstanbul Cihangir’de Salı Pazar’ı yokuşu merdivenlerini mahalleliyle birlikte rengârenk boyadı.
Ardından Diyarbakır Sanat Sokağı renklendi.
Sonrasında İzmir, Denizli, Adana ve Ankara başta olmak üzere birçok kente yayıldı.
Antalya da olaya sessiz kalmadı.
İlk olarak Konyaaltı Varyantı’ndaki merdivenler gökkuşağı renklerine boyandın.
Daha sonra Yavuz Özcan Parkı içindeki amfi tiyatro merdivenleri rengârenk oldu.
Bizzat gittim, gördüm. Çok hoş olmuş. Ailemle birlikte hatıra fotoğraf çektirdim. Parka dolaşmaya gelenler de tıpkı bizim gibi dünyalarını renklendirme çabasındaydı. Genci yaşlısı, erkeği kadını 7’den 77’ye neredeyse herkes durumdan memnun gibiydi.
Antalya Sanatçılar Derneği üyeleri de geçtiğimiz cumartesi günü adım attı. CHP Muratpaşa Belediyesi meclis üyesi aday adayı Mehmet Tosun’un çağrısıyla bir araya gelen sanatçılar derneğin bahçesini renklendirdi. Yerli ve yabancı turistlerin yanı sıra Antalyalıların tıpkı Yavuz Özcan Parkı’ndaki gibi ANSAN’a da büyük ilgi gösterdiğine şahit oldum.
Özetle, renklerden korkmamalıyız. Bunu bir zenginlik olarak görmeliyiz. Kente de ayrı bir hava ayrı bir güzellik kattı. Dolayısıyla karşı gelip griye boyama yerine yaygınlaşması daha anlamlı olur diye düşünüyorum.


Büklüdere karardı!
Yukarıda güzelliklerden söz ettik. Ancak aynı güzellikleri çocuk parklarında göremiyoruz. Bugün size bizzat yaşadığım bir olayı aktarmak istiyorum. Büyükşehir Belediyesi eski başkanı Bekir Kumbul tarafından kente kazandırılan Büklüdere, maalesef şarapçıların, esrarkeşlerin ve hayat kadınlarının mekânı haline geldi. Pazar günü kızımı Büklüdere’deki parka götürdüm. Parkın belirli noktalarında genç ve orta yaşta insanlar oturuyordu. Orta yaştaki kişiler şarap içerken, diğer bir köşede oturan gençler ise esrar sarıp içiyordu. Çoluk çocuk demeden güpegündüz bu gençlerin uyuşturucu kullanmalarını şaşkınlıkla izledim. Nasıl olur da bu kadar uluorta bunu yapabiliyorlar. İnsanın aklına ‘Hiç güvenlik yok mu?’ sorusu getiriyor. Burada ihbarda bulunuyorum. Sözünü ettiğim parkta neredeyse her gün bu hoş olmayan olaylar tekrarlanıyor. Aileler de bundan dolayı çocuklarını parka götüremiyor, götürenler de kısa bir süre sonra kaçmak zorunda kalıyor. Yaşananların önüne geçilmezse meydan uyuşturucu bağımlıları ve alkoliklere kalır. Bunu hiçbirimiz istemeyiz herhalde.