Havuz medyası, paralel medya derken..

“Gazetecilik” konusunda kafalarımız iyice karıştı..

Artık haber yaparken ne 5N1K kuralına uyan var, ne de “objektif” kalan..

Kimi gazeteci ve yazarlar patrona yaranmak, kimi gazeteci ve yazarlar bir köşeyi kapmak, kimi gazeteci ve yazarlar da “adam yerine konmak” için her yolu deniyor..

Biri birini suçladığında, suçlayanın sözleriyle birlikte suçlanan kişiden de görüş alınıp haber yapılması gerekirken, bunu da dikkate almıyor..

Şu açıklamalarıma son örnek Antalya’da yaşandı, belki hala yaşanıyor..

Üniversite’den bir profesör, sosyal medyada bazı iddialarda bulunuyor..

Örneğin, Üniversite yönetimini “mafya” olmakla falan suçluyor..

Kim yapıyor bunu?

Rektörlük için yarışan, ama olamayan biri..

Ortaya koyduğu bir belge yok..

Sallıyor da sallıyor..

Aslında bu ilk sallaması değil..

Rektörlük seçimleri öncesinde de aşağı-yukarı aynı tavrı sürdürmüş, ama amacına ulaşamamıştı..

Rektörlük seçimlerine daha epeyce bir süre var..

Ayrıca, bu rektör artık yeniden “rektör adayı” da olmayacak..

Şimdi ne oldu da birdenbire böylesine “vahim suçlamalar” yapıyor, bu belli değil..

“Hazımsızlığını sürdürüyor” diyenler var, ama ben koskoca(!) bir profesöre bunu yakıştıramam..

Neyse..

İşte bu kişinin sosyal medyada yaptığı suçlamalar bazı gazeteci arkadaşlarımızın dikkatini çekiyor..

Niye çekiyor?

Bir profesör, görev yaptığı üniversite ile ilgili vahim suçlamalarda bulunuyorsa, bir gazeteci için bu olayın “haber değeri” vardır da ondan..

Ve..

Gazeteci arkadaşlarım da –doğal olarak- bunu “haber” yapıyor..

Ancak (işte önemli olan nokta burası), haberi yaparken “tek taraflı” yapıyor..

Yani..

Suçlayan tarafın iddialarını yazıyor, ama suçlanan kişiyi arayıp da, “yetkili olduğunuz kurumla ilgili şu vahim iddialar var, buna ne diyorsunuz” diye sormuyor..

Yani..

Kamuoyunu “eksik ve yanlış” bilgilendiriyor..

Bir gazeteci için “en büyük yanlış” budur..

Bunu niye yazıyorum?

Bu tür haber yapan gazetecilerle ilgili de “vahim suçlamalar” yapılıyor ve ucu “gerektiği gibi haber yapan-yazı yazan” gazetecilere de dokunuyor..

Özetle, “haberi maddi ya da manevi bir çıkarı için tek taraflı yapıyor, ama bunu hepiniz yapıyorsunuz” gibi sözlere muhatap oluyoruz..

Bu da sanırım, hiçbir gazetecinin hoşuna gitmez..

Çünkü, işini “adam gibi” yapanlar daha çok..

Gazetecilik mesleği yapan arkadaşlarım, umarım bunu anlar..

Ve “tecrübeli bir ağabey uyarısı” olarak kabul eder..

Bizim işimiz, insanları bilgilendirmek..

Doğruyu ve gerçekleri “belgeleriyle” sunmak..

Haberi yaparken suçlayanın ve suçlananın sözlerini birlikte vermek..

Ve kararı kamuoyuna bırakmak..

“Dedikodu” bizi bozar ve itibarsızlaştırır..

Buna meydan vermeyelim..

Sonra hepimiz çok üzülürüz..

Gazetecilik mesleğinden ekmek yemek istiyorsanız..

Aman dikkat..

“Birilerine” alet olmayın..