Son yıllarda Avrupa’da kadınların askerlik hizmetine katılımı konusu, özellikle kuzey ülkelerinde önemli bir dönüşüm yaşanıyor. Kadınların askerlik yapmasının zorunlu hale gelmesi, sadece bir askerlik prosedürü değişikliği değil, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliği, sosyal sorumluluk ve devletin güvenlik politikalarında köklü bir değişimin göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. Bu bağlamda, Danimarka’nın 2025 yılında kadınlar için zorunlu askerliği başlatması, bu dönüşümün en güncel ve dikkat çekici örneği oldu.
Danimarka Modeli: Kadınlar da Askerlik Yapacak
Danimarka’da 18 yaşını dolduran tüm kadınlar, erkeklerle aynı şekilde orduya kayıt yaptırmak zorunda. Hem kadınlar hem erkekler “Savunma Günü” olarak adlandırılan askerlik seçmelerine katılıyor. Gönüllü sayısı yeterli olmadığında ise kura çekilerek askerlik yapacaklar belirleniyor. Bu süreçte askerlik süresi 4 aydan 11 aya çıkarıldı; böylece hem daha kapsamlı eğitim verilmesi hedefleniyor hem de ordunun kapasitesi artırılıyor.
Bu karar, Danimarka’da ve Avrupa’nın diğer yerlerinde farklı tepkilerle karşılandı. Danimarka Sosyal Bilimler Araştırma Merkezi’nden Stephanie Vincent Lyk-Jensen, kararın toplumda karmaşık duygular uyandırdığını ifade ediyor. Özellikle kadınlar arasında, çocuk doğurma sorumluluğunun hâlâ sadece kadınlarda olması nedeniyle bu uygulamanın “adil olmadığı” görüşü yaygın. Buna karşın toplumun geniş bir kesimi, kadınların erkeklerle eşit şartlarda askerlik yapmasının hem fırsat eşitliği hem de toplumsal adalet açısından çok önemli olduğunu düşünüyor.
Kuzey Avrupa’da Kadın Askerliği: Norveç ve İsveç Örnekleri
Danimarka’dan önce Norveç, 2013’te parlamentoda aldığı karar ile zorunlu askerliği kadınları da kapsayacak şekilde genişletti. 2016 yılında uygulamaya geçen bu sistemle, Norveç ordusunda kadınların rolü önemli ölçüde arttı. İsveç ise 2017’den beri karma askerlik sistemini yürürlükte tutuyor; yani kadınlar ve erkekler aynı şekilde zorunlu askerlik hizmetine tabi tutuluyor.
Bu ülkelerde zorunlu askerlik kadınlar için sadece bir yükümlülük değil, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliği politikalarının bir parçası olarak değerlendiriliyor. Kadınların askerlik hizmetine katılması, orduda kadın askerlerin sayısının artması ve onların askerî yeteneklerinin geliştirilmesi, güvenlik alanında daha kapsayıcı ve güçlü bir yapı oluşturulmasına hizmet ediyor.
Diğer Avrupa Ülkelerinde Durum
Finlandiya, Kıbrıs ve Yunanistan gibi ülkelerde ise erkekler için zorunlu askerlik halen sürüyor; kadınlar için ise askerlik zorunlu değil, genellikle gönüllülük esasına dayanıyor. Ancak bu ülkelerde de kadınların askerlik ve güvenlik güçlerinde artan rolü, değişen sosyal dinamiklere paralel olarak giderek daha fazla tartışılıyor.
Toplumsal Tepkiler ve Eşitlik Tartışmaları
Kadınların zorunlu askerliği üzerine tartışmalar yalnızca Danimarka ile sınırlı kalmıyor. Avrupa genelinde, özellikle biyolojik ve sosyal farklılıkların gözetilmesi gerektiğini savunanlar ile fırsat eşitliğinin tam anlamıyla sağlanması gerektiğini düşünenler arasında görüş ayrılıkları var. Kadınların doğurganlığı ve aile içindeki rollerine atfedilen önem, zorunlu askerlik yükünün tek taraflı olarak kadınlara yüklenmemesi gerektiği argümanını güçlendiriyor. Öte yandan, kadınların erkeklerle aynı haklara sahip olması ve devlet hizmetlerinde eşit temsil edilmesi gerekliliği de güçlü bir savunma buluyor.
Ordu İçi Önlemler ve Kapsayıcılık Çalışmaları
Kadın askerlerin karşılaştığı en önemli zorluklardan biri, askerlik ortamındaki cinsel taciz ve ayrımcılık riskleri. Danimarka ordusu, bu konuda aktif politikalar geliştiriyor ve kadınların maruz kalabileceği olumsuz tutumları minimize etmek için eğitimler ve denetimler yapıyor. Ordunun, eşit fırsatlar sunma ve kapsayıcılığı artırma konusunda aldığı önlemler, kadın askerlerin motivasyonunu artırırken, kurum kültürünün değişimini de hızlandırıyor.
Avrupa’da Kadınların Silahlı Kuvvetlerdeki Yeri
Avrupa Birliği genelinde kadınların silahlı kuvvetlerdeki oranı hâlâ %10 civarında. Ancak zorunlu askerlik uygulamasını kadınlar için de genişleten ülkelerde, bu oranın hızla artması bekleniyor. Kadınların artan katılımı, ordunun daha esnek ve yetenekli bir yapıya kavuşmasını sağlarken, aynı zamanda toplumda cinsiyet rollerinin yeniden tanımlanmasına da katkıda bulunuyor.
Sonuç Olarak
Avrupa’da kadınların askerlik yapmak zorunda bırakılması, sadece askerî bir uygulama değil; toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesinin, sosyal adalet arayışlarının ve devletin güvenlik stratejilerinin kesiştiği çok katmanlı bir olgu. Danimarka’dan başlayan ve Norveç, İsveç gibi ülkelerde devam eden bu dönüşüm hem kadınların hem erkeklerin eşit yükümlülükler üstlenmesini sağlarken, ordu içi kültürün de değişmesine yol açıyor.
Tabii ki, bu sürecin önünde biyolojik, sosyal ve kültürel engeller, tartışmalar ve çeşitli dirençler var. Ancak bu dönüşüm, Avrupa’nın modern toplumlarında fırsat eşitliği ve adaletin sağlanması açısından önemli bir adım olarak değerlendirilebilir. Kadınların zorunlu askerliği, eşitlik mücadelesinde bir dönüm noktası olurken, aynı zamanda orduların daha kapsayıcı ve güçlü yapılar haline gelmesini de beraberinde getiriyor.
Kaynak: Euronews
ZAFER ÖZCİVAN
Ekonomist-Yazar
[email protected]