Yazılarımıza, özellikle partili belediye başkanlarının hizmet noktasındaki eylemleriyle ilgili yazılarımıza öyle eleştiri ve yorumlar geliyor ki..

Neredeyse “kendinizden ve bildiklerinizden” şüphe edecek hale geliyorsunuz..

Eleştiri ya da yorum yapanlar, “yazdıklarından o kadar eminler” ki..

Kendilerine yapılan akılcı eleştirileri bile “bertaraf” etmenin bir yolunu bulabiliyorlar..

Ama, “bilgileriyle” değil, “edepsizlikleriyle”..

Tam bir “cahil cesareti”ne sahipler yani..

“Keşke cahil olmayanlarda da biraz bu cesaretten olabilseydi” diye düşünmekten ve “bu kifayetsiz/cahil insanları bir şekilde takdir etmekten” de kendimi alamıyorum..

Bunları gördükçe..

İki psikiyatri uzmanı Dunning ile Kruger’in “kişiler üzerindeki tespitleri” aklıma gelir hep..

Bunu size de aktarmak istiyorum..

Göreceksiniz, etrafınızdaki insanlara bakışınız bile değişecek..

CEHALET “GÜVEN” VERİYOR!

Dunning ile Kruger, bir “teori” koymuşlar ortaya..

Demişler ki;

“Cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini ve cesaretini artırır..”

Ardından bir araştırma başlatmışlar..

“Fizyolojik ve zihinsel” alanda yapılan çeşitli uygulamaların sonucunda şu bulgulara ulaşmışlar:

1- Niteliksiz insanlar ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler..

2- Niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimindedirler..

3- Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp anlamaktan da acizdirler..

4- Eğer nitelikleri, belli bir eğitimle artırılırsa, aynı niteliksiz insanlar, niteliksizliklerinin farkına varmaya başlarlar..

Ve Cornell Üniversitesi’ndeki öğrenciler arasında bir test yapılmış..

Ve “nasıl geçti” sorusuna öğrencilerden cevap istenmiş..

“Soruların yüzde 10’una bile yanıt veremeyenlerin” kendilerine olan güvenleri müthişmiş..

“Testin yüzde 60’ına doğru yanıt verdik, iyi bir günümüzde olsaydık, bu oran yüzde 70-80’lere kadar çıkardı” demişler..

“Soruların yüzde 90’ından fazlasını doğru yanıtlayanlar” ise, büyük bir alçakgönüllülükle, “Sanırım yüzde 70 civarında doğru cevap verdim” demişler..

BU METNİ İYİ OKUYUN

Ardından, bütün araştırma sonuçları biraraya getirilerek, “Dunning-Kruger Sendromu”nun metni yazılmış..

Bakın o metinde ne var:

“İşinde çok iyi olduğuna yürekten inanan yetersiz kişi, kendini ve yaptıklarını övmekten, her işte öne çıkmaktan ve aslında yapamayacağı işlere talip olmaktan hiçbir rahatsızlık duymaz..

Aksine her şeyin hakkı olduğunu düşünür..

Ancak bu cahillik ve haddini bilmeme karışımı, mesleki açıdan müthiş bir itici güç oluşturur..

Eksiler kariyer açısından artıya dönüşür..

Sonuçta;

Kifayetsiz muhterisler her zaman ve her yerde daha hızlı yükselirler..

Bu arada, gerçekten bilgili ve yetenekli insanlar çalışma hayatında fazla alçakgönüllü davranarak öne çıkmaz, yüksek görevlere kendiliklerinden talip olmaz, kıymetlerinin bilinmesini beklerler..

Tabii beklerken kırılır, kendilerini daha da geriye çekerler..

Muhtemelen üstleri tarafından da ihtiras eksikliği ile suçlanırlar..

Yılları da böylece geçer, gider..”

FAZLA MÜTEVAZİ OLMAYIN

Bu teori ve araştırmanın ışığında, sizlere bir önerim var;

“Fazla mütevazi olmayın, cahillerin sizi ezip geçmesini kabullenmeyin..”

Hatta, “çevrenize şöyle bir bakın, beni daha iyi anlayacaksınız” diyeceğim, ama eminim bu yazıyı okurken bile aklınızdan bir dolu aşina yüz ve isim gelip geçmiştir..

Aslında “bu yazıyı niye ve kimlere yazdığımı” çoğunuz iyi biliyorsunuz..

Kifayetsizler yine kendilerine yontacak ve “akla zarar yazılar yazıp, sap ile samanı birbirine karıştırmaya devam edecekler”..

Ve bu yazım da “adreslerini” bulacaktır, biliyorum..

Kimbilir, -belki- farkına varırlar da, “cesaretlerini kaybetmeden” kifayetsizliklerini azaltabilmek için biraz çaba gösterirler..

ÇOK ŞEY ANLATAN BİR SÖZ

Yazımı Bertrand Russel‘in şu sözüyle bitirmek istiyorum:

“Dünyanın sorunu, akıllılar hep kuşku içindeyken aptalların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır…”

Sürç-i lisan ettimse affola..