Geçtiğimiz hafta teknoloji dünyasında öyle gelişmeler yaşandı ki, her biri geleceğimizi doğrudan etkileyecek nitelikteydi. Yapay zekâdan siber güvenliğe, uzay çalışmalarından yeni nesil mobil işlemcilere kadar hemen her alanda heyecan verici başlıklar vardı. Gelişmeleri izlerken ister istemez kendime sordum: Bu hızla değişen dünyada birey olarak biz nereye konumlanıyoruz?
OpenAI, ChatGPT platformuyla birlikte bir kez daha veri güvenliği tartışmalarının merkezine oturdu. Kullanıcı verilerinin nasıl işlendiği ve ne kadar şeffaf olunduğu soruları hâlâ netleşmiş değil. Ancak şirketin ilk açık kaynak yapay zekâ modellerini yayınlaması, bu teknolojinin yalnızca birkaç büyük aktörün kontrolünden çıkıp daha erişilebilir hâle gelmesi açısından önemli bir eşik olabilir. Elbette bu, beraberinde birçok etik sorunu da getirecek.
Samsung sessiz sedasız ama etkileyici bir atılım yaptı: Exynos 2600 işlemcisi tanıtıldı. 2 nanometrelik Gate-All-Around teknolojisiyle geliştirilen bu yeni çip, sadece teknik bir başarı değil, aynı zamanda mobil rekabetin geleceğini şekillendirecek bir hamle.
Dünyanın bir diğer ucunda ise Tesla, Hindistan pazarına giriş yapmaya hazırlanıyor. Mumbai’de açılacak showroom ile birlikte Hindistan yollarında Tesla görmek artık hayal değil. Aynı anda Çin’de altı koltuklu yeni Model Y L modelini piyasaya sürmesi, Elon Musk’ın küresel genişleme stratejisinin bir parçası. Onun temposuna yetişebilene aşk olsun.
Apple tarafında da güvenlik önlemleri ve yeni ürün hazırlıkları dikkat çekti. iOS 18.3.1 ve MacOS 15.3.1 güncellemeleriyle güvenlik açıklarını kapatırken, yeni iPhone SE ve AR gözlükler için kulislerde ciddi bir hareketlilik var. Apple’ın "inovasyon" anlayışı, rakiplerinin bir adım önünde kalmaya devam ediyor.
Türkiye’den güzel haberler de vardı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde düzenlenen TEKNOFEST 2025, yalnızca bir teknoloji fuarı değil, aynı zamanda yerli üretim potansiyelinin de güçlü bir yansımasıydı. Açık kaynak kodlu yerli sosyal medya uygulaması NEXT Sosyal, 500 bin kullanıcıya ulaşarak bu alanda yeni bir kapı aralamış olabilir.
Öte yandan Intel, yapay zekâ temelli yeniden yapılanma sürecinde büyük bir küçülmeye giderek çalışanlarının yüzde15’ini işten çıkardı. Bu karar şirketin geleceği için bir adım olabilir ama binlerce çalışan için hiç de kolay bir süreç değil.
Uzay tarafında ise NASA’dan heyecan verici bir gelişme geldi: Ay’da nükleer reaktör kurma planları somut adımlarla ilerliyor. Perseverance’ın Mars’ta keşfettiği gizemli yuvarlak kayaçlar da uzay meraklılarının ilgisini bir kez daha bu kızıl gezegene çevirdi.
Elbette bu haftanın gelişmeleri sadece büyük başlıklardan ibaret değildi. YouTube’un Instagram’daki “ortak içerik” sistemine benzer bir format test etmeye başlaması, Elon Musk’ın Vine arşivini yeniden gündeme taşıması ya da Rotterdam sokaklarında sürücüsüz otobüslerin denemeye başlanması gibi daha küçük ama bir o kadar da çarpıcı gelişmeler de vardı.
Teknoloji artık sadece teknoloji değil; yaşamın her alanına sinmiş bir dönüşümün adı. Biz bu dönüşümün neresindeyiz? Belki de asıl sorulması gereken bu. Bazen bir tarayıcı güncellemesi kadar küçük, bazen Mars’a uzanan bir araç kadar büyük kararlar alıyoruz.
Gelecek, tam anlamıyla burada ve şimdi yaşanıyor.