Bugün sizlere sadece eşim ve kızımın bildiği bir “sır”rı paylaşacağım..
Geçtiğimiz hafta içinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan aradı..
“Aliciğim, seni TBMM’de görmek istiyoruz.. Antalya’dan adayımız olur musun” diye sordu..
Nazikçe reddettim..
“Teşekkür ederim Sayın Erdoğan” dedim, “ben gazetedeki arkadaşlarıma söz verdim, burada devam etmek istiyorum..”
…
Benim bu “sır”rım ne kadar gerçekse..
Mustafa Akaydın’ın eşi ve arkadaşı Rıfkı ile paylaştığı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaoğlu’nun Akaydın’a telefonla yaptığı manşetlere çıkan “Antalya’dan aday olur musun” şeklindeki “sır” teklifi de o kadar gerçek..
…
Hürriyet Gazetesi’nin Pazar günkü Akdeniz ekindeki “manşet” haberden söz ediyorum..
Güya..
Kılıçdaoğlu Akaydın’a telefon açıp adaylık teklif etmiş..
Akaydın da, “Antalya halkına sözüm var, kusura bakmayın aday olmam” demiş..
…
Bunları söyleyen, Akaydın dışında kim olsa inanırdım..
Çünkü..
Bugüne kadar..
Her konuda yalan söyleyen..
Vaadlerini yerine getirmeyen..
Söylediği her şeyi inkar eden..
Birine inanmak o kadar zor ki..
Akaydın’ın bu “adaylık” sözüne inanan birileri olur mu acaba?
Antalyalı aptallık derecesinde “saf” olabilir mi dersiniz?
Bunu göreceğiz..
…
Öte yandan..
Bir an için..
Kılıçdaroğlu’nun Akaydın’a adaylık teklifinde bulunduğunu “gerçek” kabul edelim..
Ben Akaydın’ın yerinde olsam..
Ya bu teklifi kabul ederdim..
Ya da..
Eşime ve arkadaşıma söylediğimle kalır “sır” olarak devam etmesini isterdim..
…
Çünkü..
Aylardan beri kulislerde çokça konuşulan bir şey var..
Ve..
Bunu Akaydın’ın duymamış olması mümkün değil..
Deniliyordu ki:
“CHP’li yöneticiler Akaydın’dan umduklarını bulamadılar..
CHP’ye oy verenlerin büyük bir çoğunluğu, ‘elim kırılsaydı da vermeseydim’ diye konuşuyor..
Yapılan anketlerde de, CHP’nin büyük bir oy kaybı yaşadığı orta çıkıyor..
(Nitekim bunu genel başkanları İngiltere seyahatinde açıkladı)
Bunu Ankara biliyor..
Antalya’da kaybedilen bu oyları yeniden kazanabilmek için Akaydın milletvekili adayı yapılacak, yerine başka biri getirilecek..
Kente, kalan 3 yılda iyi bir hizmet verilip kaybedilen oylar yeniden kazanılacak..”
İşte bu nedenle..
Kılıçdaoğlu Akaydın’ı arayıp, “aday olur musun” diye sormuş olabilir..
Bu..
Akaydın’ı “beceriksiz” yerine koymak değil midir?
Bu..
Akaydın’a yapılabilecek en büyük hakaret değil midir?
Siz olsanız..
Bu hakaretin gün yüzüne çıkmasını ister misiniz?
…
Ama..
Akaydın bu..
“Reklamın iyisi-kötüsü olmaz” deyip, yoluna devam ediyor..
Nedir yolu?
“Boşverin Antalya’yı..
Haydi vur şu sazın teline..
Kıvır, salla..”