Bayram, takvime bakan biri için sadece bir gün hüviyetindedir. Ama kalbe sorarsanız, o günün adı çok daha fazlasıdır. O, insanın kendine, sevdiklerine ve unutmaya yüz tuttuğu değerlere döndüğü bir duraktır. Sessiz sedasız geçip giden günlerin içinde, bayramlar bir işaret fişeği gibi yükselir gökyüzüne.

Dini bayramlar, sadece inançla değil, insanlıkla da ilgilidir. Zira bir toplumun en büyük ibadeti, birbirine karşı merhametli olmasıdır. İşte bu yüzden, bayramlar küskünleri barıştırmak içindir. İki kardeşin yıllar sonra aynı sofraya oturması, eski bir dostun telefonu çaldığında titreyen bir sesle “bayramın mübarek olsun” demesi... Bunlar, görünmeyen ama hissedilen mucizelerdir. Mucizeler tanıklık etmek en güzel duygulardır.

Bayramda yapılan her şey; bir selam vermek, iki kelam etmek, tabak yemek götürmek, bir çocuğun başını okşamak, sevdiklerimizin cebine harçlık koymak, aynı büyük yapının taşlarıdır. Her biri, insan olmanın, birarada yaşamanın, birbirini unutmamanın küçük ama derin simgeleridir. Bayramda kapılar açılır; hem evlerin hem kalplerin. Çünkü bu günler, yalnızca sevinmek için değil, sevinçli olmaya niyet etmek içindir.

Bir toplumun huzuru, yalnız yasalarında değil, bayramlarında da gizlidir. Bayramlar, birlikte yaşamanın provasını yapar gibidir. Birbirimizi kırmadan konuşmayı, soframızı paylaşmayı, zaman ayırmayı yeniden öğreniriz. Modern çağın bireyselliği içinde unutmaya meyilli olduğumuz o eski biz; bayram sabahlarında sessizce kapımızı çalar.

Ve belki de en çok bu yüzden değerlidir bayram.
Çünkü o gün, yalnızlar hatırlanır. Çünkü o gün, yaşlılar dinlenir. Çünkü o gün, çocuklar gerçekten çocuk olur. Çünkü o gün, insanlar birbirine biraz daha insan olur.

Bayram, bizi biz yapan hatıraları yeniden kurar. Çocukluğumuzun gül kokulu sabahlarını, babaanne dizinde saklanan bayram harçlıklarını, mahalle sokaklarında şeker toplayan ayakkabısız tebessümleri getirir önümüze.

O yüzden bayramları yalnızca bir tatil değil, bir iç yolculuk olarak görmeliyiz. Kendi kalbimize, vicdanımıza, hatıralarımıza doğru bir yürüyüş olarak görmek gerekir. Daha iyi, daha merhametli, daha bütün bir insan olmak için bir fırsat olarak bayramları karşılamalıyız. Ve her fırsat gibi, değerlendirilmeyi bekleyen kutsal bir an olarak hayatımıza tatbik etmeliyiz.

Unutmayalım ki her bayram bir şanstır.
Sevdiğini aramak için, dargınla barışmak için, çocuklarla yeniden gülmek için, büyüklere teşekkür etmek için. Ve belki de en çok kendimizle helalleşmek için.