Dün sabah Vali Sebahattin Öztürk ile kahvaltıdaydık.
Her yeni gelen vali gibi o da kahvaltılı bir basın toplantısıyla medya mensuplarıyla tanıştı.
Erzurum’a giden Ahmet Altıparmak gibi Öztürk de, Ramada’yı seçti.
Ve ben bugün Antalya’nın yeni valisi ile ilgili izlenimlerimi yazacaktım. Ne var ki günlerdir öyle çok Antalyaspor ile ilgili sorular yönelten oldu ki, yazıp kurtulayım olayını çare gibi gördüm.
Öncelikle vali bey tipik bir Karadenizli.
Zaten memleketi de Trabzon.
Hem de Of ilçesinden.
Kahvaltı süresince kendisini izledim.
Kahvaltı sonrası yaptığı açıklamaların ardından iş soru cevap olayına geçince, mikrofonu alıp, “Ben bilmem ne com haberdenim” dedikten sonra vali beye ardı ardına 4-5 sorusu olduğunu söyleyen muhteremlerden bize de fırsat kalır mı diye düşünmedim değil.
Kaldı da..
Yeni valimiz Karadenizli ya.,
Karadenizliler asabi duruş sergiler.
Bendeniz de aldı eline mikrofonu, “Dilerim Antalya’da görev yaptığınız sürece memleketinizin ismi gibi ‘OF’lamayız” dedim ve ekledim;
“Eleştiriye açık bir yapıya mı sahipsiniz?”
Benim bu sorum karşısında bir an duraksadı, “Bu sorunuza tabi ki eleştirilere açık birisi olduğum yönünde cevap vermeliyim. Ancak her insan gibi tabi ki yapıcı eleştirilere” dedi.
Erzurum’dan Antalya’ya atanan Vali Sebahattin Öztürk bana göre, EXPO’dan yüz akıyla çıkabilmek için gönderilmiştir.
Türkiye’nin ev sahipliğini yaptığı Kış Olimpiyatları’ndan yüzünün akıyla çıkan Öztürk ve ekibi bir nevi ödüllendirilmiş, ancak aynı zamanda kendilerine çok daha ağır bir görev yüklenilmiştir.
“Ben Bursa gibi yerel basının en güçlü olduğu illerden birisinde görev yaptım ancak, Antalya’nın da yerel basınının ne denli iyi olduğunu gelip görünce anladım” sözleri bize bir iltifattı.
Kararlı ama mütevazi birisi vali bey.
Kendisinden emin.
Verdiği kararların ardında dağ gibi duracak bir yapıya sahip gibi..
Antalya’ya bugüne kadar toplamda 36 Vali geldi geçti. Tüm Valiler arasında yalnızca Saffet Arıkan Bedük iki kez görev yaparken ilk görevi sadece 2 ay sürdü. En uzun görev yapan ise halen Ankara Valiliği görevini yürüten Alaaddin Yüksel oldu.
Ben Gazetecilik mesleğine başladığımda Vali Bahaeddin Güney’di. Ardından sırasıyla Erol Tezcan, Saffet Arıkan Bedük, Saim Çotur, Hüsnü Tuğlu, M. Ertuğrul Dokuzoğlu, Alaaddin Yüksel, Ahmet Altıparmak ve tabi ki Sebahattin Öztürk.
Öztürk benim 9’ncu valim oluyor.
Ne denir?
İşi kolay değil ancak, bize de tabi k, “Allah utandırmasın” demek düşüyor.