Biz bu gezme işine iyi sardık. Tarihimizi tanıtmayı, gördüklerimizi anlatmayı, kamuoyu ile paylaşmayı acayip benimsedik. Ülkemize faydalı olduğumuz düşüncesi ile kilometrelerce yolu kaygısızca ket eder olduk.

Keşif Ekibi Derneği 32. Gezisini göller bölgesinin üretken şehri Burdur’a gerçekleştirdi. Burdur’a gitmeden önce ne var ki Burdur’da diyenlerin hiçte azınlıkta olmadığını gördük. Burdur’da ne var ki?

Burdur’da neler yok ki…
Öncelikle binlerce öğrencisi ile Burdur’a gençlik getiren Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi var. Harika bir gölü var. Eski ve yeni Burdur’un yanı sıra gölün tamamını görebileceğiniz Serenler tepesi var. Gezmeye doyamayacağınız, alacağınız info ile harika tarihi gerçekleri dinleyeceğiniz Budur Müzesi var.

Ayrıca Burdur Gölü kıyısında bulunan ‘kuş gözlem evleri’ tutkunlarının uğrak mekanları olmuş. Burdur’un tarihi zenginlikleri çevresindeki değerleriyle de kendini gösteriyor.

Bucak’a bağlı Susuz köyünde bulunan Susuz Han ayağa kalkmış, ziyaretçisini bekliyor. Restorasyonu tamamlanma aşamasına gelmiş, görkemli bir yapı. Tek eksiği, Susuz Köyü’ndeki misafirperverliğin tarih ile buluşması, gelen turistlerin han ile tanışması. Bu konuda çalışmalar yetkililerce yürütülüyor.

Burdur’un diğer bir değeri de İncir Han. Selçuklu sultanlarından Keykubat Bin Keyhüsrev'in yaptırdığı, Antalya'yı Ağlasun - Eğirdir üzerinden Konya'ya bağlayan 4. Menzil üzerinde bulunan İncir Han.

İncir Han’da köylülerle birlikte kazı görevlileri yoğun mesai harcıyor. Tarih, tırnaklar ile gün yüzüne çıkıyor. Köylü kadınların çalışmasını gördükten sonra, gösterdikleri gayretin ve değerin kıymeti daha net anlaşılıyor.

İncir Han, yoğun tempo ile kendini ziyaretçilerine hazırlıyor. Hazırlıyor da, ah birde sevdasını tarihin duvarlarına yazmaya çalışan tarih düşmanları olmasa. İncir Han’ın içindeki duvarlara yazılmış mesajlar ve tarihe verilen zarar, ziyan düşüncenin yaptığı hatalar.

Batı Toros Dağları’nın Göller Bölgesi’nde ve Burdur-Antalya karayolunun güneydoğusunda, deniz seviyesinde 1200 metre yükseklikte yer alan İnsuyu Mağarası, Burdur şehir  merkezine 11 km uzaklıkta harika bir değer.

Görmenizi şiddetle tavsiye edeceğim süper bir mağara. Tam 5 TL., öğrenci 3 TL. girişi olan mağara, 597 metre uzunluğunda. Mağaranın ilginç bir hikayesi var.

1950’li yıllarda keçinin kayalıklardaki boşluğa girmesi ve çıktığında kulağında su damlarının olması, mağara olabileceği ile ilgili kanaat uyandırmış. Mağarabilimci jeolog Dr. Temuçin Aygen tarafından ortaya çıkartılan mağara, dönemin Valisi  Vefik Kitapçıgil’in çabalarıyla 1966 yılında turizme açılmış.

Mağara o yıllarda yılda 250 bin turist ağırlayıp uzun bekleme kuyrukları oluştururken, bugün ise yılda sadece 60 bin civarında ziyaretçinin gelmesi düşündürücü. Bölgede açılan artezyen kuyuları ve kurak iklim, mağaranın beslendiği doğal suyu kesmiş.

İçindeki göller kurumuş, mağara duvarları renk değiştirmeye başlamış. Mağaraya ne yapılıp ne edilip, bir şekilde ama doğal, ama taşıma ile su akışı sağlanmalı.

Burdur’u Keşif Ekibi Derneği olarak 30 kişilik bir grup ile ziyaret ettik. Ekibimize renk katan Burdur Vali Vekili Hayri Sandıkçı, Vali Yardımcısı Bahir Altunkaya, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Saatçı, Kumluca Belediye Başkanı Hüsamettin Çetinkaya, Burdur İl Özel İdaresi Genel Sekreteri İbrahim Şimşek, Burdur İl Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Tanır, Antalya sevdası ile tanınan Hüseyin Çimrin ve gazeteci dostlarımızla birlikte üyelerimiz, unutulmaz bir gün yaşadı.

Ben bile derdim Burdur’un nesi var diye. Meğer ne çok anlatılacak özelliği varmış. Burdur’u anlatmak burada bitmedi. Özellikle Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi için söylenecek çok sözüm var.

Kazasız ve cezasız günler dileğiyle.