Ha yıkıldı yıkılacak derken, ucube bina Antalya İl Özel İdare binası şehre para kazandırarak ortadan kalktı. Antalya’ya verdiği zarar bir yana, yıllarca yıkmayı beceremeyenlerin beceriksiz ve müsrif anlayışını ortaya çıkardı.
Yıkılan bu bina bir şehrin yöneticilerinin kabiliyetini topluma sergi şeklinde açtı, ibretlik ders gibi Antalya her gün başımıza yıkılacak korkusuyla yaşadı.
Bunlar geride kaldı. Şimdi yıkıcı ricalarla, yapıcı konuşma zamanı. Ucube binanın yerinde artık mazi var. Ayrıca uygulanmayı bekleyen yeni proje.
Ancak bu alan bir gerçeği daha ortaya çıkardı. Yetmez, daha da yıkalım gerçeğini. Şehrin özlemle beklediği denizle buluşma sevdası, devasa meydan hayali hortladı. Ancak buna engeller var.
Antalya Müteahhitler Derneği Başkanı Deniz Karataş, ucube binanın yıkılması ile ortaya bir öneri attı. Attı ancak, attığı taş birilerini ürküttü. Öneri harika, uygulaması bir hayli zor.
Ne dedi Karataş? Cumhuriyet Meydanı’na partnerlik edecek, Antalya’nın nefes almasını sağlayacak büyük bir meydan olanağı sunacak yıkım projesi.
Bölgedeki askeri lojman, orduevi ve diğer birimlerin yıkılması, Selekler Çarşısı’ndan itibaren Cumhuriyet Meydanı’na kadar olan alanın yeşillendirilmesi projesi.
Başka ne diyor Karataş? ‘Bölgenin askeri yönden korunacak bir yapısı yok, askeri gereksinim duyulan bir bölge değil. Bu kadar güzel ve özel bir alan Antalya’ya armağan edilmeli.’
Bence değerlendirilmesi değil, direkt uygulanması gereken bir proje. Marka şehir Antalya’nın fotoğraf çekilecek bir meydanı, dev Antalya yazısı ile kendi reklamını kendi yapan bir alın yazısı olmalı. Bu yazıyı yazacak olanlar şu an iktidarda. O güçte kendilerinde var.
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, devlete en yakın Antalyalı. Askeriyeye ver başka bir alan, yap yerine keyifli bir meydan.
Ancak bir sorun daha var ki… Çözülmesi zor gözüküyor. O da ucube binanın karşısında Antalya’nın havasını kesen kayalıklar üzerindeki apartmanlar. Kamulaştırma ile çözseniz kıymetlenir, çıkın size yer verelim dense muadili bulunmaz.
Antalya’nın önünde sur duvarı gibi duran estetikten yoksun beton yığını. Geçmişte Antalya’nın geleceğini görmeden izin verilen rüzgar kesenler. Olası depremlerde denizle buluşması muhtemel bina. O binada oturanlar da Antalya’ya güzel bir armağan verir, alacakları karar ile bölgeyi nefeslendirirler mi?
Çıkmayan candan umut kesilmez, bizim Antalya sevdamızda beklentilerimiz bitmez. Deniz’den gelen önerini es geçen, denizden gelen esintini kesen olmasın Antalya.
Kazasız ve cezasız bir ömür dileğiyle.