Bunları niye yazdım?
Malumunuz son günlerde Antalya beşik gibi sallanıyor.
Neredeyse her gün bir deprem yaşanıyor.
Halk panik içinde büyük depremi bekliyor.
Her kafadan bir ses çıkıyor.
“Antalya’da yaşanabilecek ciddi bir depremde taş üstüne taş kalmaz, ölü sayısı on binleri bulacak” diyor vatandaş.
Ara sıra bazı STK temsilcilerinden açıklamalar geliyor.
Ancak konuşması gerekenler nedense sus-pus.
Kim bu konuşması gerekenler?
Tabi ki devletin ilgili kurumları.
Neden susuyorlar onu da anlamak güç.
Ciddi bir deprem olduğunda ve canımız yandığında mı konuşacaklar?
Maalesef her zaman olduğu gibi ciddi bir olay yaşandıktan sonra çıkıp açıklamalar yapılıyor. Yani iş işten geçtikten sonra. Sonrasında malum acı, gözyaşı ve keder.
İlgili kurumların artık konuşma, bir açıklama yapma zamanı geldi.
Korkuya gerek var mı yok mu?
Ne gibi önlemler alınmalı?
Deprem esnasında ve sonrasında ne yapmalıyız?
Evimizde neler bulundurmalıyız?
İşte bu ve buna benzer soruların yanıtları hayati önem taşıyor. Tüm bu ciddi gelişmelere rağmen nedense vatandaşı bilgilendirecek, rahatlatacak bir açıklama yok. Allah korusun büyük bir felaket yaşanırsa bunun da sorumlusu konuşması gerekip konuşmayanlar olacaktır. Bu da böyle biline.