Türkiye 16 Nisan’da yapılacak referanduma kilitlenmiş durumda.

İktidar ve muhalefet tüm varlıklarıyla sahada… Her iki kanat da toplumu ‘kendi doğrularına’ inandırmaya çalışıyor. Bu süreçte en çok dikkat çeken şey ise, karşılıkla yapılan ‘vatan haini’ suçlamalarının şu günlerde kısmen yumuşatılmış olması.

Sanırım bu tür söylemlerin toplumu ne kadar gerdiğini artık herkes fark etti.

Bu gerginliğin kimseye yarar sağlamayacağını da…

Referandum kampanyaları sürecinde iktidar muhalefetten birkaç adım önde gibi görünüyor. Bunu en önemli nedeni ise iktidarın halkın karşısına ‘hizmet silsilesi’ ile çıkıyor olması. Örneğin hafta sonu Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in Doğu ilçeleri turundaydık bir grup meslektaşımızla birlikte. Aslında Türel bunu göreve geldiğinden beri her yıl yapıyor. Bu kez referandum öncesine denk geldi ve doğal olarak ‘Evet’ kampanyası kapsamına dahil oldu. İlk durağımız Gazipaşa idi. Gazipaşa’da senelerdir içme suyu sıkıntısı çeken 4 mahallenin bu kangren sorununu ortadan kaldıracak Karasu İçmesuyu Projesi’nin temeli atıldı. Bu, Başkan Türel’in ifadesiyle 14 milyon liralık bir yatırım. Tören alanı adeta bayram yeri gibiydi. Yöre insanının sevinci yüzlerine yansımıştı. Nitekim Türel kürsüye çıkıp “Herşey evet’le başlar” dediğinde alandan da topyekün bir ‘Evet’ haykırışı yükseldi.

Sonraki durak Alanyaspor Kulübü idi. Burada Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da ekibe dahil oldu.  Antalyaspor’u Avrupa’nın en iyi tesislerine kavuşturan Türel, Alanyaspor’a da aynı tesislerin sözünü vermişti. İşte bu söz yerine getirildi ve tesislerin yapımı için protokol imzalandı. Çavuşoğlu ve Türel’in önderliğindeki ekip aynı gün daha sonra da Dimçayı’nın iki yakasını bir araya getirerek bölgedeki 12 köyün yıllardır süregelen ulaşım sorununu ortadan kaldıran Ak Köprü’nün açılışını yaptı. Tıpkı Gazipaşa’da olduğu gibi burada da yöre insanının ‘Evet’ haykırışları tüm vadiyi sardı. Bir sonraki gün ise durak Manavgat’tı. Manavgat’ın en güzide noktalarından biri olan ve geçtiğimiz yıllarda meydana gelen yangında yaklaşık 7.5 hektar ormanın küle döndüğü Türkbeleni’ydi bu kez tören alanı. Bölgeyi yeniden ağaçlandırarak ilçenin en önemli cazibe merkezi haline gelmesini sağlayacak Türkbeleni Mesire Alanı Projesi’nin temeli atıldı. Yaklaşık 30 milyon liralık bir proje de bu…

Türel, beraberindekilerle birlikte gittiği her yerde ya temel attı, ya açılış yaptı.. Yeni yeni projelerin de müjdesini verdi. Bunları yaparken de, “Her şey bir ‘Evet’le başlar” dedi sürekli. Ve bunu karşılığını da müthiş bir coşkuyla aldı.

Yani demem o ki, iktidar evet kampanyasını yürütürken gittiği her yere heybesi dolu gidiyor. Somut şeyler koyuyor insanların önüne. Muhalefetin heybesinde ise soyut iddialardan ve suçlamalardan başka bir şey yok. Antalya’da iktidar kanadının önemli avantajlarından biri de Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel gibi bulundukları konumun hakkını veren bir ikiliye sahip olması. Öte yandan bu ikilinin arasında gizli bir ‘hakimiyet’ kavgası olduğu yolundaki söylentilerin aslında ne kadar boş ve mesnetsiz olduğunu da bu gezide net bir şekilde gözlemledik.  Nitekim halk da söylentilerin aksine onları öyle benimsemiş ki, gittikleri her yerde bağırlarına basıyor. Girdikleri sevgi çemberinden dakikalarca çıkamıyorlar. Bunu bir tespit olarak söylüyorum. Kırsalda yaşayan insanlar samimidir. Hiçbir zaman yapmacıklı davranmazlar. İki gün boyunca gittiğimiz her yerde insanlar gerek Çavuşoğlu’na, gerek Türel’e dokunabilmek, sarılabilmek için birbiriyle yarıştı. Nineler, analar, kendi öz evlatlarıymış gibi sarıp sarmaladı onları. Bu insanlara siz ne anlatırsanız anlatın bu sevgiden vazgeçiremezsiniz. Bu sevgi devam ettiği müddetçe de muhalefetin işi zor görünüyor.

En azından Antalya’da durum böyle…