Bir “seçim furyası”na doğru doludizgin gidiyoruz..
Önce “yerel” seçimler yapılacak..
Ardından “Cumhurbaşkanlığı” ve “genel” seçimleri peşpeşe gelecek..
Sevgili gençler..
Henüz taptaze birer beyinsiniz..
Sizler..
Bizim gençliğimizden de önce başlayan..
Yaşlandığımızda hala süren..
Bir türlü “değişmeyen”..
“Türk tipi siyaseti” toprağa gömmek zorundasınız..
Büyüklerinizin yolundan gitmeyin..
İzleyin..
Ders alın..
“Akılcı.. Demokratik.. Etik.. Haysiyetli” siyaset için bir başlangıç yapın..
Şu “biat” huyunuzu bırakın artık..
…
Aslında sözüm sadece CHP’li gençlere değil, bütün partilerin gençlerine..
Nerede, nasıl, ne için tepki vereceğinizi bile bilmiyorsunuz henüz..
İki-üç tane “hamasi” söze veya size sağlanacağı vaadedilen “çıkar”lara kanıveriyorsunuz hemen..
Yapmayın..
Ülkeniz ve geleceğiniz için..
Artık, “Türk tipi siyaseti” toprağa gömmek zorundasınız..
…
Yaptıklarınızı hatırlayın birer birer..
Dün Deniz Baykal’a, bugün Kemal Kılıçdaroğlu veya Mustafa Akaydın’a bir eleştiri gelse, eleştireni tepki yağmuruna tutuyorsunuz..
Söylenmedik söz bırakmıyorsunuz..
Oysa..
“Türk tipi siyasetçiler”in birbirinden hemen hemen hiçbir farkı yok..
Böylesine “birbirine eş” kişiler, sizin tuttuğunuz partinizdekileri “sütten çıkmış ak kaşık” yapmaz..
Partiniz veya partilileriniz eleştiri alınca, hemen bir başka partinin tutumunu örnek gösteriyorsunuz..
Eleştiriyi anlamaya çalışmıyorsunuz bile..
Oysa, partinizin diğerlerinden bir farkı olmalı..
“Akılcı.. Demokratik.. Etik.. Haysiyetli” siyaset yapmalı..
Büyüklerinizden önce bunu isteyin..
Yapmıyorlarsa (ki yapmıyorlar), körü körüne savunmaya geçmeyin..
…
Bir de, partinizi eleştirenleri hemen bir başka partili olarak görüyorsunuz..
Yanlış..
Eleştireni tanımıyorsunuz..
Ama tanımadığınız birini hemen bir başka partili yapıveriyorsunuz..
Bu ne demek, biliyor musunuz?
“Bir partili olunca, hayata-ülkeye-insanlara-dünyaya-ekonomiye ‘o partinin gözüyle’ bakmak zorundasınız” demek..
“Düşüncenizi, aklınızı, fikirlerinizi, inançlarınızı o partiye kiralamışsınız” demek..
“Bu durumda asla ‘özgür düşünceli’ olamazsınız” demek..
Önemli olan, farklı düşünceleri okuyup-dinleyip özgürce sentez yapmanız ve sandık önünüze konduğunda demokratik hakkınızı kullanmanızdır..
Bir parti yanlış yapıyorsa, sırf o partiyi tuttuğunuz için bu yanlışı görmezden gelmeyin..
Önce o yanlışın “doğru”sunu öğrenin ve büyüklerinizden düzeltilmesini isteyin..
Öğreneceğiniz daha çok şey var..
Öğreneceğiniz daha çok şey varken, “her şeyi en iyi siz biliyormuşsunuz” havalarına girmeyin, körelirsiniz..
…
Sevgili gençler..
Şunu bilin ve görün artık..
Türkiye’de “demokrat” olan bir tek parti yok..
Çünkü..
Siyasi Partiler Yasası böyle istiyor..
Ve “lider sultası” hiç bitmiyor..
Sorun o büyüklerinize..
Ümit Uysal ile Ertuğrul Ünal’ı anlatsınlar size..
İl Başkanlığı yaptılar..
Hatta Mesut Kılcı’yı hatırlayın..
Başlarına ne geldi acaba?
Hatta Sarıgül’ü anlatsınlar..
Özellikle Ak Parti’yi kötü gösterip, CHP’nin ne kadar “demokrat” olduğunu anlatıyorsunuz..
Yazık..
Hala “kötü örneğin örnek olamayacağını” bile öğrenememişsiniz..
…
Tekrar söylüyorum..
Henüz taptaze birer beyinsiniz..
Sizler..
Türk tipi siyaseti toprağa gömmek zorundasınız..
Ülkeniz ve geleceğiniz için..
“Akılcı.. Demokratik.. Etik.. Haysiyetli” siyaset için bir başlangıç yapın..
Şu “biat” huyunuzu da bırakın artık..
Trend Haberler

Okulu, Kunduz’da rövanşı kaybetti

Ali Yılmaz gözaltında

Antalyaspor, eski oyuncusu Dario Saric’i yeniden kadrosuna kattı

Deniz Servan Narin öldü mü? Arkadaşları ve yakınlarından haber geldi!

Antalya’da belediyeye yönelik 4'üncü dalga 'rüşvet' operasyonu: 17 gözaltı

Manavgat’ta büyük gurur