Her ne kadar sadece Antalya’da yayınlanan 8 sayfalık günlük ofset bir gazetenin Genel Yayın Müdürü ve aynı zamanda köşe yazarı olup, sesimizi Cumhurbaşkanı’na duyurup, duyuramayacağım sorusunun beyinlerde dolaşmasına neden olsa da.,
Ben bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin 11. Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül’e seslenmek istiyorum.
Sayın Cumhurbaşkanım.,
Geçtiğimiz günlerde gazetelerde, “Gabonlu balıkçı, Gül'den istediği motora kavuştu” başlıklı haberi okuyunca önce düşündüm, sonra derinlere daldım.
Düşündüm çünkü, Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı hangi ülke insanı olursa olsun karşısına çıkanlara öncelikle insanlık dersinin nasıl verileceğinin ispatını ortaya koyuyordu.
Gurur duydum.
Söz konusu haberin devamı, “Cumhurbaşkanı Gül'ün geçen yıl Gabon ziyareti sırasında sahilde yürüyüş yaparken tanıştığı balıkçı Nyavor'a söz verilen tekne motoru Türkiye'nin Libreville Büyükelçisi Demirer tarafından törenle teslim edildi” şeklinde.
Bu satırları okurken her ne kadar gurur duymam devam etse de, bir an içime bir burukluk girdi.
Zira kendi kendime, “Antalyalı Balıkçı Mesut’un günahı neydi” sorusunu sormadan edemedim.
Sayın Cumhurbaşkanım.,
Tarih Şubat 2012. Antalya Körfezi’nde baş gösteren fırtına Antalyalı balıkçı Mesut’un ekmek teknesini paramparça etti.
Balıkçı Mesut’un o tekneden başka hiçbir şeyi yok.
Günlerce denizin dibinde olan teknesinin başına gelip, “Ben şimdi ne yapacağım” sözlerini sarf edip, göz yaşı döktü.
Yardımına kendisi gibi balıkçı olan arkadaşları ve balıkçılar kooperatifi koştu. Önce teknesi denizden çıkartılıp, emin bir yere konuldu.
Başta Balıkçılar Kooperatifi başkanı olmak üzere balıkçı arkadaşları ellerinden geldiğince malzeme yardımı yapmaya çalıştılar ancak, hasar büyüktü. O tekne olmazsa balıkçı Mesut ekmek parası kazanamayacak, evine ekmek götüremeyecekti.
Gelişmeler üzerine valilik konu ile ilgilenmeye başladı. Zayiat raporu çıkarıldı, kimisi 7 milyar, liman başkanlığı 5 milyar gibi rakamlar öne sürdüler.
Bir gün Konyaaltı Kaymakamı’nın yolu tesadüfen de olsa Limana düşer. Mesut’un teknesi hangisi diye sorar, balıkçı arkadaşlarının yardımıyla görünüm olarak zamanla toparlanmaya yüz tutan teknenin başında inceleme yapar.
Ve Kaymakam bey tekneye fiyat tespiti konusunda son noktayı kondurur.
500 TL yeterlidir!..
Fırtınadan önce ahşap ekseni parçalanan, battığı için de doğal olarak tüm elektrik aksamıyla motor aksamı kullanılamaz hale gelen balıkçı Mesut’un maddi zararı Kaymakam beye göre 500 TL’dir.
Gabonlu balıkçının Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’ndan istediği ve kendisine alınan teknesinin motorunun fiyatı 4 bin Euro.
Peki benim balıkçımın suçu Türk balıkçısı olmak mı?
Gabonlu balıkçıya var da, Türkiyeli balıkçıma niye yok?
Saygılarımla sayın Cumhurbaşkanım..
Ve.,
Sadece kendisi gibi balıkçı arkadaşları ve üyesi olduğu kooperatif yöneticilerinin yanı sıra bir iki hayır sever insanımızın ayağa kaldırıp, tekrar denize bıraktığı teknesiyle, tükenmeye yüz tutmuş balıkları tutarak karnını doyurup, o fırtınanın kendi üzerine bıraktığı borçlardan kurtulabilmek adına, tuttuğu balıkları satıp ekmek parası peşinde koşan Mesut kardeşim.
Bizi affet.
Eminim ki Cumhurbaşkanımızın Gabonlu balıkçıya yaptığı jesti öğrendiğin an kendine yapılmış gibi hissetmiş, o meslektaşın adına, “Sen çok yaşa Cumhurbaşkanım” diye de haykırmışsındır.
Ama bizi affet balıkçı Mesut.
Gabonlu balıkçı Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı’nın kol kanadı altına girebiliyor, Senin en kötü günlerinde bir Kaymakam’a bile sana kol kanat gerdirtemedik,
Bunun için bizi affet.