CHP ve MHP’nin tabanını da yöneticilerini de hiçe sayan Kemal Kılıçdaroğlu ile Devlet Bahçeli’nin ittifakı sonucu Cumhurbaşkanı adayı olarak ortaya çıkartılan Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu konusu elbette tartışılacak..
Destekleyen de olacak, kabullenemeyen de..
“Demokrasi” işte bu yönüyle güzeldir..
Yeter ki, tartışmalar-açıklamalar-yorumlar “ayrıştırıcı-kutuplaştırıcı” olmasın..
…
Bugün İhsanoğlu’nun adaylığının açıklanmasından sonra dikkatimi çeken “enteresan” değerlendirmelerle ilgili birkaç şey söylemek istiyorum..
İşte bunlardan biri..
Efendim neymiş?
“Kavgalı eve kız, kavgalı partiye oy vermezler”miş..
Yani..
“Kılıçdaroğlu-Bahçeli tarafından gösterilen bu aday, parti içi kavgalardan kurtulamayan CHP’den oy falan alamaz”mış..
Kim demiş bunu?
Deniz Baykal..
CHP eski Genel Başkanı ve şu anda da CHP’nin Antalya milletvekili..
Diyene bakın..
Genel Başkanlığı sırasında parti içinde yaratılan ve yarattığı “hizip”ler “kavga”dan sayılmıyor mu?
Antalya’da Büyükşehir Başkanı ve İl Başkanı ile yaşadıkları “kavga”dan sayılmıyor mu?
Parti içi kavgalar nedeniyle, “her türlü desteğe” rağmen en iyi zamanında bile yüzde 25’i aşamayan CHP bu duruma yeni mi geldi?
“Şimdiye kadar aklın nerdeydi” diye sorarlar adama..
“Cumhurbaşkanı adayı” olma beklentisi gerçekleşmeyince mi “parti içindeki kavgalar” geldi aklına?
…
Öte yandan..
Antalya Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın, son aylarda girdiği yolda devam ediyor..
“Kavgalı” olduğu CHP’nin Antalya milletvekillerine karşı Cumhurbaşkanı adayı konusunda da “tavrını” aynen sürdürüyor..
Osman Kaptan, Gürkut Acar ve Arif Bulut, “İhsanoğlu büyük bilim adamı-alim olabilir, ama parti tabanının üzerinde uzlaştığı değil, farklı çevrelerin CHP’nin gündemine getirdiği ve aday gösterttiği biridir, bu CHP’ye yakışmaz” diyor..
Akaydın ise, “olumlu buldum, adaylığını destekliyorum” diyerek, aksi bir görüş bildiriyor..
İl Başkanı Devrim Kök de, genel başkanını kızdırmamaya özen gösteriyor ve “Ekmeleddin Bey”in arkasında olmalıyız” diyor..
Belli ki, Baykal’ın “aday” yapılmaması oldukça hoşlarına gitmiş..
…
Ancak..
Bu noktada bir şey söylemeden geçemeyeceğim..
Akaydın’ın taraf ve destek olduğu bir şey (ne olursa) beni hep rahatsız eder..
4 yıllık rektörlük, 5 yıllık da Büyükşehir Başkanlığı sırasında Antalya bunu çok iyi anlamış olmalı..
Kendi adıma söylüyorum; İhsanoğlu’nu destekleyeceksem bile, Akaydın ve Kök O’ndan yana olduğu için hemen çarkederim..
Çünkü..
Eğer Akaydın ve Kök destekliyorsa, taraf oluyorsa, onda bir “hin”lik bir “kavga” bir “hesap” mutlaka vardır..
…
Bu arada..
Bana, “Cumhurbaşkanı nasıl biri olmalı” diye soranlar oluyor..
Buna da kısa-öz cevap vermek isterim..
Cumhurbaşkanı mutlaka, ama mutlaka bir “siyasetçi” olmalı..
Daha önce bir “taraf”tan yana da olsa, o mevkide “herkesi kucaklamak” zorunda olduğunu bilecektir..
Ama, en önemlisi; ülkeyi yöneten ve yönlendiren siyasetçileri anlayacaktır..
Ve buna göre görevini ifa edecektir..
Bilim adamları, askerler eğer “siyasetçi” değilse, “kitabın dışına çıkmak” gerektiği anlarda bunu göze alamazlar..
Bu tutum, “siyaset”in ucunda dönen dünyada büyük bir eksiklik olur..
Türkiye bunu göze almamalıdır..
Açık söyleyeyim..
Sürekli olarak eleştirmeme rağmen, Deniz Baykal’ı bile Ekmeleddin İhsanoğlu’na tercih ederim..