Geçtiğimiz hafta yürek burkan İzmir depremiyle hepimiz sarsıldık. İletişim kaynaklarının da artmasıyla beraber hepimiz deprem sonrası kurtarma çalışmalarına şahit olduk. Bu görüntüler herkesi derinden etkiledi. Ben de 1999 Gölcük depremiyle 6 ay evsiz kalmış birisi olarak bu hafta hem yaşadıklarımdan hem de psikoloji bilgimden faydalanarak deprem sonrası stres bozukluğundan bahsedeceğim bu hafta. Sizlerele Travma Sonrası Stres Bozukluğu ve kaygıya bağlı olarak hem depremi yaşayanların hem de şahit olanların yaşayabileceği bazı semptomlar hakkında bilgi paylaşımında bulunacağım.
     Deprem sonrası genel psikolojik stres düzeyi 12 ay sonra iyiye dönmeye başlarken, travma sonrası stres reaksiyonu 18 ay sonrasına kadar normale dönmeyebilir. Yaşanan kaybın derecesine bağlı olarak deprem mağdurlarının bazıları kronik psikolojik hasarlarla hayatlarına devam etme olasılıkları var. Ancak yaşanan bu semptomları bilmek, onların üstesinden gelme konusunda bize çok yardımcı olacaktır.
     Depremden hemen sonra şok tepkisi gösterirsiniz. Bu tepki genelde herkes için değişkenlik gösterir. Öncelikle bu tepkilerin hepsinin normal olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Bazı insanlar donuk bir ifade edinirken bazıları olay hiç yaşanmamış gibi davranırlar. Kendinizi yaşamdan kopmuş gibi hissedebilirsiniz.
     Daha sonrasında beyin olayı kabullenmeye başlar ve tekrar tekrar yaşanan olayı düşünürsünüz. Yaşadıklarınız aklınızdan çıkmaz ve sürekli bu konu hakkında konuşma ihtiyacı hissedersiniz. Bu durum sizi daha endişeli ve sinirli yapabilir. Bir başka tepki de kaçınma davranışıdır. Kişilerden, yerlerden, konulardan kaçınma gösterebilirsiniz. Size depremi hatırlatan her şeyden uzaklaşmayı isteyebilirsiniz.
     Travmatik olaylardan sonra kişiler hafıza sorunları da yaşarlar. Deprem anını hatta o günü hatırlamakta zorlanabilirsiniz. Beyin çok acı verici hatıraları silmeye yönelik savunma mekanizması geliştirir. O gün neler yaşadığınızı tamamen unutabilirsiniz. 
     Kaygı bozukluğunda olduğu gibi travma sonrası stres bozukluğunda da uyku ve yeme alışkanlığında değişim beklenmektedir. Hiç uyuyamayabilir ya da uyanmak istemeyebilirsiniz. Rüyalarınız daha çok olayla alakalı kabuslar şeklindedir. İştah da aynı şekilde hiç olmayabilir ya da çok yemek yeme ihtiyacı hissedebilirsiniz. Odaklanma konusunda zorluklar yaşayabilirsiniz. Travma sonrası kaygı bozukluğunda en çok gözlemlediğimiz semptomlardan birisi de sürekli tetikte olma halidir. Kişi her an deprem olacakmış korkusuyla yaşar. Bu da daima tehlike beklentisine bağlı olarak kişinin üzerinde büyük bir yük oluşturur. Her zaman kendinizi yorgun hissetmenize neden olur.
     Bu dönemde bizlere yardımcı olacak en önemli şey kendimize ve sevdiklerimize sabırlı olmamızdır. Duygularınızda iniş çıkışlar olması çok normaldir. Ancak bir profesyonelden yardım almanız daha sağlıklı ve daha çabuk bu sürecin etkilerini üzerinizden atmanıza yardımcı olacaktır. Sağlıklı kalın.