Yapay zekâ her yerde. Genellikle pek farkına varmadan da olsa yapay zekâ ile zaten pek çok alanda uzun yıllardır karşılaşıyorduk. Üzerinde oldukça uzun zamandır çalışılan bir teknoloji bu. Ancak geçtiğimiz son birkaç yıl içerisinde gösterdiği ciddi gelişim hızı, insanların ağzını açık bırakacak şeyleri kolaylıkla yapabilir hale gelmesi, günlük hayatı oldukça kolaylaştırabilir olması ve kullanımının kolaylığı ile beraber günümüzde popülerliği hiç olmadığı kadar artmış durumda. Bu bağlamda, yapay zekâ ile bağlantılı bazı terimlerin ne olduğu hakkında fikir sahibi olmak faydalı olacaktır diye düşünüyorum. Bu yazı serisinde, bu terimlerin üzerinden teknik detaylarda boğulmadan, olabildiğince sade bir dille geçiyor olacağız.
Yapay Sinir Ağları
İnsanlık olarak, doğada gördüğümüz şeylerden ilham alarak, onlarıtaklit ederek teknolojiyi daha da ileriye taşıyabiliyoruz. Yapay sinir ağları ise insanın kendisine bakarak geliştirdiği, yapay zekâ teknolojisinin en önemli yapı taşlarından biridir. İnsan beynindeki sinir hücrelerinden esinlenerek geliştirilmiştir.
Nöronlar ve Düğümler
Beynimizde yer alan nöronlar birbirlerine elektrik sinyalleri göndererek çalışır. Benzer şekilde, yapay sinir ağlarında da “düğümler” birbirine bilgi gönderir. Bu ağlar sayesinde yapay zekâ öğrenir, örüntüleri fark edebilir. Örnek olarak, bir yapay sinir ağına çok sayıda kedi ve köpek fotoğrafı gösterildiğini düşünelim. Zamanla kedi ile köpeği ayırt etmeyi öğrenecektir. Bu ayrımı ne kadar düzgün yapacağı ise kullanılan veri setinin büyüklüğüne, çeşitliliğine bağlıdır. Günümüzde kullandığımız görüntü tanıma, ses tanıma ve benzeri gibi birçok teknolojinin temelinde yapay sinir ağları yer almaktadır.