“Dışarılarda çalışan arkadaşlarıma sesleniyorum..
Gelsinler seçim komitesinin başına geçsinler..
Seçim komitesinde 2 ay boyunca (Cumhurbaşkanlığı seçiminin sonuna kadar) hep beraber çalışalım..
2 ay sonunda örgüt seçimlerinde genel merkezimiz yapmıyorsa ben yapacağım..
İstifa edip gideceğim..
Söz veriyorum..”

CHP İl Başkanı Devrim Kök..
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan’ın yaptığı bölge toplantısında bunları söyledi..

“Antalya’da belediye başkan adaylarımız ve belediye meclis üyelerimiz kesinlikle ön seçimle belirlenecek..
Eğer ön seçim yapılmazsa istifa edeceğim..
Söz veriyorum..”

Aynı Devrim Kök..
“Yerel seçimlerden önce” yaptığı bir konuşmada da bunları söylemişti..
Ama “istifa”nın “İ”sini bile ağzına almadı hiç..
Sözünü yedi, tükürdüklerini yaladı, istifa çağrılarına da kulaklarını tıkadı..
Şimdi..
“Gelin 2 ay birlikte çalışalım, genel merkez kongre yapmazsa istifa edeceğim” diye bir kez daha söz veriyor..
Daha önce “sözünü yiyen” Devrim Kök’e CHP tabanı nasıl güvensin?
Yine aynı şekilde “istifa” çağrılarını duymazdan gelmeyeceğine nasıl inansın?

Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz..

***

Geçelim Bülent Tezcan’a..
Antalya’da bir “bölge toplantısı” yapıyor..
Seçimden –neredeyse- hüsranla çıkmış ve parça parça olmuş bir CHP’yi yeniden toparlaması gerekiyor..
Böyle bir toplantıda ne yapılması gerekir?
Nerede nasıl bir hata yapıldı, bu tespit edilir ve bu hatanın telafisi için gerekenler ortaya konur, tartışılır ve bir sonuca bağlanır..
Peki, Tezcan ne yapıyor?
CHP’yi bırakıyor, “iktidar”a verip-veriştiriyor..
“Bu ceberut iktidarın adı demokrasi değildir, TOMA’lardan destek alan TOMAKRASİ’dir” diyor..

Soruyorum..
CHP olarak, kendi içinizde “demokratik” olan bir uygulamanız var mı?
Hangi adayınızı demokratik bir yolla belirlediniz?
Tabanın sesine kulak verdiniz mi?
Tezcan, iğneyi kendine çuvaldızı başkasına batıracak..
Hem “demokrat” olmayacaksın, hem de başkalarını demokrat olmamakla suçlayacaksın..
İşte CHP kafası, böyle bir kafa..

“TOMA’lardan destek alan iktidar” suçlamasına gelince..
“Çağdaş Batı” dahil, dünyanın hangi ülkesinde polis “ayrı davranışta” bulunmuyor?
Bir ülkenin temel direği “hukuk ve yasalar”dır..
Ve bunlar “toplum düzeni, insan hakları” gibi olgular için olmazsa olmaz unsurlardır..
Birileri beğenmediği bir şey için insanların özgürlüklerini kısıtlayacak, korkutacak, zarar verecek, yakıp-yıkacak, yasalara uygun hareket etmeyecek..
Buna güvenlik güçleri sessiz kalacak, öyle mi?
O zaman da bu millet çıkıp, “nerede bu devlet” diye bağırmaz mı?
Ve diyelim ki CHP iktidarda..
Polisler TOMA’larla su sıkmak, biber gazıyla caydırıcı olmak yerine ortalığı yakıp yıkanlara-molotofla ateşe verenlere, vatandaşa korku salanlara çiçek mi verecek?
“Ooo çok haklısınız, ne istiyorsanız gelin hemen yapalım mı” diyecek?

Ey Bülent Tezcan..
İşte bu “kafa”nız yüzünden yüzde 25-26’dan yukarı çıkamıyorsunuz..
İşte bu “kafa” yüzünden inandırıcı olamıyorsunuz..
İşte bu “kafa” yüzünden halk size güvenmiyor..
Sen, Devrim Kök ve sizin gibiler, bu “kafa”yı düzeltmediği sürece de CHP’yi eritip-bitireceksiniz..
Biraz ayağınız yere bassın artık..
Ağzınızdan çıkanı biraz kulağınız duysun artık..
Önce düzelin, sonra başka partileri düzeltmeye kalkın..
Komik oluyorsunuz..