Doğuran - doğurmayan annelerin, anneannelerin, babaannelerin, anneleri ölünce çocuklarına tek başına yetmeye çalışan babaların, küçüklüğünden beri kardeşine destek olan ablaların, vicdanı anne olan herkesin günü kutlu olsun!
Yanı başımızda olup koynunda iken soluduğumuz, büyüdükçe uzaklaştığımız, sonra başka kokuların cazibesine kapılıp unuttuğumuz, sonra pişman olup yine aradığımız o koku...
Ülkemizde Mayıs ayının ikinci pazar günü Anneler Günü’dür; o gün annelerin toplum ve insanlık hayatındaki kutsal yeri ve önemi anlatılmaktadır.
1956’da yayımlanan bir kararname ile her yılın mayıs ayının ikinci pazar günü Türkiye’de de Anneler Günü olarak kabul edildi.
Anne ocakta pişen yemek kokusu, hasta iken dudaktaki dua, en yakın arkadaş, sırdaş, karşılıksız emek, güven, sığındığın dünya...
Diğer canlılar gibi değildir insan. Tabiat; kendine bakamayan, bir sahibi olmazsa hayata tutunamayan, yaşayabilmek için bizlere ihtiyacı olan bir küçük bebeğe bakmak, onun tüm sorumluluklarını almakla yükümlü kılıyor bizleri. Yemesi, içmesi, temizliği ile bakıma muhtaçtır insanlar. Doğadaki tüm canlılar doğar doğmaz kendilerine bakabildiği halde bir tek insana verilmemiş bu yeterlilik.
Victor Hugo, bir annenin, savaş sırasındaki fedakârlığını bir eserinde şöyle anlatır:
“Ekmeği ikiye böldü ve aç çocuklara verdi.” Çavuş, “Kendine hiç ayırmadı” diye homurdandı. Bir asker, “Çünkü aç değil” dedi. Çavuş, “Hayır, o bir anne” diye karşılık verdi.
Aslında hayatın özeti bu iki cümle arasında yükselir durumda.
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) : “Anne cennet kapılarının ortasındadır.” demiştir.
Adana’da bir rehabilitasyon merkezince yapılan araştırmada, engelli çocuk sahibi ailelerin profili çizildi. Ailelerin yüzde 37.8’i kendilerini ‘suçlu’ hissediyor, yüzde 79.7’si ‘psikolojik sorun’ yaşıyor. Anneler, çocuğun bakımında yalnız bırakılıyor. Yapılan araştırmalar sonucunda annelerin yüzde 80’i çocuğa korumacı yaklaşıyor, yüzde 83.1’i çocuğunun geleceğinden kaygı duyuyor. “Ben ölürsem o ne olur?” kaygısı ile yaşayan anne babalar daha fazla psikolojik sorun yaşıyor.
Antalya’da hemşire emeklisi 78 yaşındaki Bilge Turgut, 18 yıldır gönüllü çalıştığı çocuk evleri sitesindeki kimsesiz çocukların “hemşire annesi” oldu.
Hayatı, eğitimi, ulaşımı, hayattaki her küçük detayı onlara engel haline getirmememiz olabilecek en büyük Anneler Günü hediyesi olacaktır.
Yüreklerince kutlu olmasının en kısa sürede gerçekleşmesi dileği ile!