“Dört buçuk G” ihalesinin yapıldığı akşam Antalya’nın merkezi mekanlarından birisinde dostlarla çaylarımızı yudumlarken telefonumdan Periscope adlı canlı yayın uygulamasıyla kısa bir paylaşımda bulunmak istedim. Ancak, dünyanın en hızlı 3G İnternet bağlantısını sunduğunu iddia eden telefon operatörünü kullanmama rağmen İnternet hızım uygulama tarafından yavaş bulunduğu için başarılı olamadım. Hem de o esnada telefonumda mobil bağlantı hızı olarak H+ işareti görüldüğü halde!

Bahsettiğim operatöre geçtiğimiz yıl geçmeme sebep olan olay, diğer operatörlerin Isparta’nın öğrenci sayısı 70 bin’i bulan Süleyman Demirel Üniversitesi’nde hizmet verebilecek düzeyde altyapıya sahip olmamalarıydı. Bırakın 3G bağlantıyı, öğrencilerin bulunduğu günlerde üniversite yerleşkesinde cep telefonu ile görüşme yapmak bile çoğu zaman imkânsız bir hal alıyordu ve şikayetlerimize rağmen yatırım yapmak gibi bir niyetleri de yoktu.

Geçtiğimiz hafta kardeşimin ve temizliğe gelen bayanın yakınmaları da benzer yöndeydi; kullandıkları operatörle gündüz vakti Antalya’nın merkezinde görüşme yapamadıklarını ifade ediyorlardı. Peki tüm bunları neden anlatıyorum? Her ne kadar TV ve gazete reklamlarında tüm operatörlerimiz  %99’un üzerinde kapsama alanına sahip olduklarını iddia etseler de kalan %1’lik dilimin bir kara bulut gibi bizleri sürekli takip etmesinin bir tesadüf olamayacağını düşünüyorum! Bırakın 3G kullanımını, telefon görüşmeleri açısından bile kalite düzeyinin ve mevcut altyapının yeterli olduğu iddiaları bana inandırıcı gelmiyor.

İşte bu noktada İran ve Kenya’dan bile yıllar sonra kullanmaya karar verdiğimiz 4G teknolojisinin buçuk etiketiyle cilalanmasından çok kullanıcılara pazarlanma şekli beni irrite ediyor! Basında yer alan tek şey kaç saniyede bir filmi indirebileceğimizden öteye geçemiyor nedense. Hatırlarsanız, 3G teknolojisine geçerken yaşadıklarımız da farklı değildi. O dönem yayınlanan reklam filmlerini izledikten sonra hepimiz 3G’nin sadece uzaklardaki akrabalarımızla görüntülü konuşma yapmak için telefonlarımıza sunulan yeni bir teknoloji olduğunu düşünmemiş miydik? Bırakın görüntülü konuşmayı, adil paylaşım vb. isimler altında bağlantı hızını aynı anda çok sayıda kişiye paylaştırarak yavaşlatan operatörler şu anda pek çok İnternet uygulamasına kaplumbağa hızında girebilmemize sebep olmuyor mu?

Mevcut 3G altyapısıyla belli başlı şehir merkezleri dışında pek başarılı olmadıklarını düşündüğüm operatörlerin yeni sisteme hazır olabilmeleri için Nisan 2016’ya kadar oldukça yoğun bir altyapı çalışması gerçekleştirmeleri gerekiyor. Ancak mesele sadece operatörlerin yatırımları ile çözülecek kadar kolay değil. Tüketiciler açısından baktığımızda 4(buçuk)G uyumlu cihaz sayısı mevcut cihazların %20’sini geçmiyor. Bu da tüketicilerin yeni teknolojiye cihazlarından erişebilmeleri için ceplerinden önemli miktarda para çıkması gerektiği anlamına geliyor. Gerçekte ise buzdağının henüz çok fazla dile getirilmeyen kısmı, 4G teknolojisinin hayatımıza sağlayacağı hızlı İnternet’in ötesindeki katkılar ki onları da sonraki yazılarda değerlendirmek istiyorum.

Sevgiyle kalın...