Türkiye ekonomisinde son aylarda toparlanma sinyalleri ile birlikte beklentilerde kısmi bir iyileşme gözlense de tüketicinin genel güven algısı bu dönemde zayıf seyretmeye devam ediyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) ortaklaşa yürüttüğü tüketici eğilim anketi sonuçlarına göre, Ekim 2025’te Tüketici Güven Endeksi 83,6 olarak ölçüldü. Bu değer, Eylül ayına göre yüzde 0,3 oranında bir düşüşe işaret ediyor.
Endeksin 100 puanın altında kalması, tüketicilerin genel ekonomik duruma ve kişisel mali koşullarına ilişkin kötümser bir eğilim taşıdığını gösteriyor. Dolayısıyla, Ekim ayı verileri tüketicilerin temkinli tutumunu koruduğunu, ekonomik görünümde henüz belirgin bir iyimserlik dalgasının oluşmadığını ortaya koyuyor.
Alt Endeksler Farklı Yönlerde Hareket Etti
Ekim ayında genel endeksteki hafif düşüşün ardında, tüketicilerin harcama eğilimlerinde ve mevcut mali durum algılarında zayıflama etkili oldu. Verilere göre:
Mevcut dönemde hanenin maddi durumu endeksi 67,8’den 67,7’ye gerileyerek %0,1 oranında düşüş kaydetti. Bu, tüketicilerin gelir ve birikim olanaklarında belirgin bir iyileşme hissetmediklerini gösteriyor.
Buna karşılık, gelecek 12 aylık dönemde hanenin maddi durum beklentisi 84,0’tan 84,2’ye yükseldi. Bu küçük artış, tüketicilerin geleceğe dair temkinli bir umut taşıdıklarını, ancak bu iyimserliğin sınırlı olduğunu yansıtıyor.
Genel ekonomik durum beklentisi endeksi de 78,0’den 78,6’ya çıkarak %0,7 oranında artış gösterdi. Bu, ekonomik büyüme, istihdam ve fiyat istikrarı konularında toplumun bir kesiminin iyileşme beklediğini düşündürüyor.
Öte yandan, gelecek 12 aylık dönemde dayanıklı tüketim mallarına harcama yapma düşüncesi endeksi 105,7’den 104,0’a gerileyerek %1,6 oranında azaldı. Bu düşüş, yüksek faiz oranları, borçlanma maliyetleri ve fiyat seviyeleri nedeniyle ertelenen büyük harcama kararlarını işaret ediyor.
Alt endekslerin birbirinden farklı yönlerde hareket etmesi, Türkiye’deki ekonomik görünümün dengeli ancak kırılgan bir zeminde ilerlediğine işaret ediyor. Tüketiciler geleceğe dair kısmi bir güven duysa da mevcut gelir seviyeleri ve harcama koşulları hâlâ baskı altında.
Fiyatlar, Faizler ve Beklentiler Dengesi
2025 yılının ikinci yarısında Türkiye ekonomisi, bir yandan enflasyonla mücadele, diğer yandan büyüme dengesini koruma çabaları arasında hassas bir politika döneminden geçiyor. TCMB’nin sıkı para politikası çerçevesinde faiz oranlarını yüksek düzeyde tutması, fiyat istikrarı açısından olumlu bir sinyal verse de tüketici kredilerinin maliyetini artırarak hane halkı harcamalarını sınırlıyor.
Bu durum özellikle dayanıklı tüketim mallarına yönelik harcama eğiliminde belirginleşiyor. Ekim verilerinde gözlenen yüzde 1,6’lık düşüş, tüketicilerin otomobil, beyaz eşya ve mobilya gibi büyük harcamaları ötelemeyi tercih ettiklerini gösteriyor. Diğer yandan, hane halkı maddi durumundaki durağanlık, enflasyonun satın alma gücü üzerindeki etkisinin hâlen devam ettiğini yansıtıyor.
Enflasyon beklentilerinde göreli bir iyileşme olsa da tüketicilerin büyük çoğunluğu gelecekteki fiyat artışlarının bütçelerini zorlamaya devam edeceğini düşünüyor. Bu nedenle tüketici güveninde kalıcı bir iyileşmenin sağlanması, enflasyonun düşüş eğilimini kalıcı hale getiren bir fiyat istikrarı süreciyle doğrudan bağlantılı görünüyor.
Ekonomik Politikalara Duyulan Güven ve Sosyal Algı
Tüketici güven endeksi, yalnızca bireylerin gelir veya harcama eğilimlerini değil, aynı zamanda ekonomik politikalara duyulan genel güveni de yansıtıyor. Son aylarda uygulanan para politikası ve mali disiplin çerçevesinde fiyat artışlarının kontrol altına alınması, bazı tüketici gruplarında “dengelenme” algısı yaratmış durumda. Ancak geniş kesimler için hâlen ekonomik iyileşme hissedilir düzeyde değil.
İstihdam piyasasında sınırlı bir toparlanma yaşanmasına rağmen, hane halkı borç yükü ve gelir dağılımı baskıları tüketici algısını olumsuz etkilemeye devam ediyor. Özellikle alt gelir grupları için harcanabilir gelir artışı sınırlı kaldığından, tüketici güveninin düşük seviyelerde seyretmesi sürpriz değil.
Tüketici güveni aynı zamanda sosyal beklentileri de şekillendiriyor. Endeksin 80-85 aralığında seyrini koruması, toplumun genelinde “temkinli karamsarlık” eğiliminin sürdüğünü gösteriyor. Bu da piyasalarda harcama iştahının sınırlı kalmasına, iç talep büyümesinin ise kontrollü bir şekilde ilerlemesine neden oluyor.
Sonuç: Kırılgan İyimserlik Dönemi
Ekim 2025 itibarıyla tüketici güven endeksi, 83,6’lık değeriyle hâlâ kötümser bölge sınırında bulunuyor. Tüketiciler bir yandan enflasyon ve faiz oranları arasındaki dengeyi gözlemlerken, diğer yandan gelecek 12 aya ilişkin beklentilerini temkinli biçimde şekillendiriyor.
Endekste gözlenen küçük dalgalanmalar, Türkiye ekonomisinin kırılgan bir iyimserlik döneminde olduğunu düşündürüyor. Mevcut ekonomik politikaların kararlılıkla sürdürülmesi, fiyat istikrarında kalıcı iyileşmenin sağlanması ve istihdamda sürdürülebilir bir artışın desteklenmesi, tüketici güvenini yeniden 90 seviyesinin üzerine taşıyabilir.
Bu tablo, ekonomideki toparlanma sürecinin hâlâ toplumsal düzeyde hissedilir hale gelmediğini, ancak beklentilerin yavaş da olsa pozitif yönde şekillenmeye başladığını gösteriyor. Türkiye’de tüketici güveninin güçlenmesi, yalnızca ekonomik göstergelerin değil, aynı zamanda bireylerin geleceğe dair umut duygusunun yeniden inşasıyla mümkün olacaktır.
EKİM 2025 TÜKETİCİ GÜVEN ENDEKSİ
Zafer Özcivan
Yorumlar
Trend Haberler
Antalya'da yarın hava nasıl olacak? 21 Ekim Salı
Antalya'da yarın hava nasıl olacak? 24 Ekim Cuma
Muhittin Böcek hastaneye kaldırıldı!
Serik’te silahlar konuştu: 2 ölü, 1 yaralı
Atatürk Devlet Hastanesi kapanıyor mu? Tarih belli oldu
Staj ve Çıraklık Mağdurları kendi siyasi partisini kuruyor: ‘Mağdurların Partisi’ geliyor